ISSIZLIĞIN BEKÇİSİSevdiğin eşyalar arasında, Ötelenmiş ve lekeli bi yabancıyım, Şimdilerde... Bağrımdaki bin bahçede solan gül, Kalabalıklar arasında kaybolan suret, Erkenden göndere çekilen isyan bayrağı, Arsız karanlıklarda ömürsüz sürgün, Boyalı dudaklarda ıssızlığın bekçisi... Öyle tehnalara gitmeyecektin hani, Yanıtsız kalan sorularımda, Dönmez dilimin bitmez adet sancısı, Eski teşbihlerde yıpranmış sevda kırıntıları, Aynı daldan düşen ayrı aşklar bedbahtı, Sesinde huzuru bulmak vardı ya öylece, Bu talan bahçenin bağbanıyım nişanesi heder, Farklı coğrafyalarda dolaşan artık bir kader, Kırık testilerde meleklerin gözyaşları durur, Kor alevlerde dağlanmış gizli saklım, Sabrın bıçak gibi bilendiği sevdalarda, Bir bedel ödeyecekti oysa, Paha biçilmemiş şarkılar... Kaç kere kurdum ayrılık saatini düne, Kaç kere vurdum şişelerin dibine dibine, Ne sana yar olabildim, Ne de yarım bıraktığım şiirlere, Kirletti beni adının geçtiği sensizlik, Dilimde dolanan yamalı bir söz mesnetsiz, Uğultulu dağ eteklerinde sitemlerim medetsiz, Tekne kazıntısı olduğum günlerde, Kahırla mayalandı başıboş iklimim, Kalburüstü sözcüklerimde nem kokusu, Savsakladığım zamanlarda yorgan altı sızısı, Ruhumu gömdüğüm yerlerde bile seni özledim, Yürümeyi yeniden öğrenir mi acaba kelimelerim? Savrulup dururken ıslanan zaman, Hüküm giydi kendimle bile, Maytap geçen hayallerim, Gidenler hep fotoğraflarda kaldı, Fotoğraflar da hep kalanlarda.. |