YAPBOZYargısız kuralsız yaşadım hep hayatı, Sonunu kestiremediğim her şey baş tacıydı, Önümü göremediğim her tümsek yeni hikaye, Korsan bir gösterinin ortasında bile, Bir memleket peksimeti düşledim mesela, Anne eliyle sürülmüş salçalı ekmek, Yaz akşamlarında daharda çatlamış karpuz... Topaç çeviren çocukların kıyısında dururken, Eleştirilerin odağında olmayı seçtim fütursuzca, Geceler gözümde bitimsiz ıssızlık abidesiydi, Biliyordum korkularım hiç bitmeyecekti, Yine de korkma dedim kendime her korkumda, Kadim medeniyetler gibi çığırtkan avlularda, Ettiğim küfürlerinse bini bir para... Yapboza döndü serseri geçmişim, Doğru parçayı bir türlü yerine koyamadım, Yatıya geleni kapımdan hiç çevirmedim, Gideni de hiç eli boş göndermedim, Giderken gözüm arkada kalmasın diye, Bana düçar olan ne varsa yol verdim, Ama ne yaparsın ki; Kimi kanattı sevdiğinden, Kimi de ağlattı gittiğinden... Günün ilk ışıklarıyla vedalaştım mülteci dertlerle, Gecenin karanlığında sarıldım teselli kadehlere, Yine de yola çıktığım her günü arkadaş edindim, Gözümü açtığım her sabahı şükür saydım, Pötikare çıkmazlarda kendimden kaçak yaşadım, Azıcık ucundan da avantüre kaçan; Derin bir iç çekişti ertelenmiş hayallerim... Küçük bir valize sığdırdım yorgun sabahları, Nereye gittiysem benimle geldiler, Kime iliştiysem benimle sevdiler, Kopçalarımdan sıyrıldığımda sorgusuz sualsiz, Ne zaman düştüysem; Onlarda benimle düştüler... Kıt kanaat çizdim mutluluğun resmini, Tümlenir sandığım her parçam afişe, Aslına tercih ettiğim yalanlarsa baş köşede, Kavga da yakışıyordu bize haa sevince, Nedense yüreğimde yersiz yurtsuz har, Boynumdaki yağlı urgan bana dünden miras... Dış kapının mandalı olmayı da, İnan hiç umursamadım, Pusulasını kaybettiğinde nice rotam, Muğlak bir zamana yelken açtı hazan, Yüz göz oldum her yangınımın izleriyle, Sözümü de esirgemedim, Duvarıma mesnetsiz yazılanlara, Geçmiş olsun demeyin sakın bana, Geçmemişlerim varmış meğerse daha... |