DÜŞE KALKANereye gitti içimdeki kuşlar, Ayaklarındaki sevgi sözcükleriyle, Avuçlarımda hâlâ sıcaklığın varken, Gözlerini de ezbere bilirken, İçi bomboş mevsimlere uyandım kaç kere, Körebe oynarken dilsiz yokluğunla, Küçülen dizelerim saklandığı yerde sobelendi, Köşedeki kırık çerçevede, Solmak üzere olan bir anıyım, Kaç düşük yaptı yaralarım gözümde, Yokuşlara sığmaz oldu küller süzülse de, Dudak büktüğüm yıllar nerede, Virgül koyduğum kokun kaldı geride, Koltuk değnekleriyle zor tutunuyorum, Yalnızlaşan bir serenada... Neden dolandı dilime, Zamansız bir yolculuk türküsü, Oysa kuytu sokaklar özlerdi sesimizi , Ayrılık gelip çattığında kapıma, Şimdi tüm renklerde hüzün geçidi, Arafta kalmış ezgilerim; Kimliksiz yüzleşmelerde yeminli, Ayçiçekleri dönerken yüzünü güne, Ayağıma dolaşan kaderimden, Yokluğuma bakıyorum her pencereden, Varlığını kıskanıyorum her heceden... Kim düşürdü yüzümü yere, Oysa hiç titremezdi ayaklarım, Dünde kalan asılsız gecelerde, Vedalaşmalıyım artık kendimle, Son kez bakmalıyım aynaya, Yarına ertelenmiş ne varsa, Çıkarmalıyım heybemden, Yasadışı mutluluklara özeniyor insan, Suya yansıyan kalaylanmış özüm, Fıtratıma sığmayan gökyüzüm, Sağanak yağmurlara yeğlediğim, Noksan cümleler duvarlarıma çarpan... Düşe kalka öğreniyor insan hayatı, Dövülmüş demir tavında kimi kez, Çemen kokulu mutfaklardaki, Küflü maşrapalarda ıslak dudak izleri, Ötelenmiş matemlerde tahayyül edemediğim, Canı tenden ayıran bir tevekkül, Vebali hayli ağır bir kelebeğin ömrü, Yüreğim hiçbir yere sığmaz artık, Neresi daha karanlık bilemem, Dalından kopan yaprak, Rüzgârın oyuncağı olurmuş, Zaman tükeniyor, Ömür geçiyor, Molozlara gömülü geçmişim, Kürkçü dükkanına yine geri dönüyor... |
Okudukça onmaz acıya salan.
Yorumda öyle şiirin hüznü adeta sesinize yansımış.
Yürek sesinize gönül dolusu tebrikler...
Sonsuz saygı ve selamlarımla...