Kül yazgısıvazgeçtim masal olmaktan ve ince bir şiirin diline düşmekten kül yazgısı anılara nakışlanan düşlerde kaç kez öldüğümün yaşını saymıyorum kendime filizlenen yaşların doğumunda cehennem yüklü halatın ipinde boy atıyorum Hilal uyuyor bağrında ben uyuyorum kırık bir tesbihin lal ucunda dile gelmeyen sürü enkazlar arşınlarken bedenimi karanlık bulutun sağ duyusuna ömrümü yaslıyorum ve yağmurları çalınan gökten hiçbir şey beklemiyorum çünkü kollarına uzanan çocuklar benim güneşim yar dokunuşlarım vazgeçtim kendi dağımı kazımaktan ve sığıntı resimlere göz olmaktan sırrımı eşeleyen rüzgarlar yüzümdeki ben/leri ayıklarken aynasız yönlere yüzsüzlüğü gölgeledim ışık vermeyin gürültü kıvılcımlardan karanlığa büyüdüm küçük tohumlardan Anne eli değmeyen baharlardan bu yüzden hala çocuğum hala emekleyen bir hayat tenimi tazeleyen su çatlayan kabuklarımda iyileşmez bir deniz örtün üstünü derin yaralarımın sızlıyorum ... |
Küle sitem yazmış kalem
Ŕüzgara inat.
Örttük üstünü şiirin
Sevgiyle