Açık pencereyapışmış sel çıplak bahar’ın astarlı duvarlarına fırtına teri gece göğsümde buruk nehrin ağıdı ipince çığlık... zeytin dallı ıslıkların göçebe çöllü yollarına yağmursuz gök sancılar ten kurak yaraların ellerinde minesi çatlayan gölgeler soluğunu geri çeker yanaşan güne usulca eksilen yolculuğun boyutsuz çoğalmaları dağlanırken tam burada dağılır köklerinden ateş kıyılarda rüzgar kırbaçlı kızıl kuşlar -sesim eklendikçe nasıl kıvranıyor tepeler- çözülmemiş damarların suya açlığı devşirir kendini yeni uçurumlara kapanmaz olur gecenin yıldız dolu gözleri/ gözlerim yanar. bir maviyle ağzımı yeryüzüne atan susmalar içerde ve dışarda öfkeli kanat öper her yakarışta karanlığın çiçek ölülerini.. açık pencerelerde iri bir gülüş suyu kırarken ah benim uykuya dalmış bahar’ım öylece yatar yüreğimde içinde dağ çocuklarının haylaz dansı.. kımıldayan toprakta ve yeşilde duyarım zamanı bir bilsen nasıl yırtarım karanlığı boşalır şehir.. başımda duman ki sabahları erken kalkar çırpınır durur dilimde ağrı.. topla sesini rüzgar bir ses atsam kabarır olanca gücüyle sessizlik .... |