Rüzgarını giyen şiirkendini ıslatan yaranın şavkında dip parıltılar... gölgemi çektikçe bir kaç damla yaştan saçlarım uzuyor sonra, fenerini tutan şarkılar sessizce açan gülün batan günü ağarınca ışık bir ağacın düş gövdesini Ay kavrıyor belli bir saat rüzgar şiiriyle gölgeli duvarların zaman aralığına kayıklar yüzdürüyor solgun ışıkların ölüm işleğinde inceden öpüş ve yolculuğun martı çıglıgı yamalı selam yüzüm ’e tortu çabasına dökülmüş han ki, yalnızlığın gelincik göçüyle geçiyor kör yıldızlar.. düğüm düğüm tarihin yaşlı ruhunda mavi yazmalı oya sis bir sündüs serinliğine ırmaklar akan eğilim uykuların tomurcuk sesiyle dilime ürperir yaşam yanık sular ve sonsuz bağ gece biraz ölmeden söyleyin şimdi yaralı mumları kül ağrısına .... |
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Saygılarımla.