Kırmızı uçurtmauçun kelebekler sesimi bırakarak ezgilerime... bulutlar şaşırdı yolunu serpilirken gönül cemrelerime rüzgarın kapısını çalan kızgın kabuslar yolun başında deliriyor sefil gülüşlü serseriler inerken masallardan ateşimi söndüren melek yüzlü çocuklar ne yapsam da çeksem sizi sürgün yalnızlığıma upuzun aydınlığın ucunda uçmayı bekler kırmızı uçurtmam mevsimlerin adımlarına misafir iz günler gözü açık yüreğimi küstüğüm duvarlarda tutuyorum dağıtsın rüzgarlar hüzünlerin is nefesini şafaklara elbet gün dönüp dolaşıp ılık ılık akacaksın sabahıma güçlü denizlerin çalkantısından boşalacak tenler bomboş sokaklara gelin diyeceğim çiçeklere ağaçlara ve toprağa gizli ışığın gölgesinde saklanan düşler hangi iklimlerin topluyor kimliğime nazlanan aşkları her baktığımda size ruhumda ihtiyarlıyorsunuz ufukları aldatıyorum beni gözetleyenlerden uyandırmayın çoğalan bekleyişleri gurbetin bakir vakitlerine... duygularımda yıkandıkça sıcak intiharlar dilimde dirilir toprağın türküsü uyanır güneş geceyi gömdüğüm yerde avuçlarıma irkilin diken üstünde sevişmeler beyaz kelebekler gibi biraz önceden bana uçun bu akşam erkencisiniz omuzlarımda döküp alnımdaki siyah terleri dua ediyorsunuz başımda nasıl da uçun kelebekler sesinizi bırakarak ezgilerime ey kalbim çatlattık sabır taşının kör vedalarını selam olsun koca göklere selam olsun doğacak gün çocuklarına artık sularda boğulmuyor cam kırığı bakışlar bulutlar yolunu şaşırdı ve onlara kimse birşey diyemedi karanlık öldü aşklarda .... |
Kaleminize sağlık.
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Saygılarımla.