MEĞER
MEĞER
Karşılaştığımız o zaman varya, Bir yol ayrımının başıymış meğer. O gün üstümüze yağan yağmurlar, Gözümüzün dinmez yaşıymış meğer. İçimizde yanan sevda ateşi. Gölgede koydu bak günü, güneşi. Bazen bir girdabın ikiz kardeşi, Bazen bir kuyunun eşiymiş meğer. Aslı’dan Kerem’e kalan bir yara. Ferhat’ın dağlarda attığı nâra. Sirin’in kâh her an kâh ara ara, Gördüğümüz aynı düşüymüş meğer. Ayrılık vuslata dönemeyecek. Yürek hep yanacak sönemeyecek. Kasıp kavuracak dinemeyecek, Gönlümüzün bitmez kışıymış meğer. Uyanmak bir anlık uyku halinden, Islanıp bir kalbin akan selinden. Söylemek lazımsa şair dilinden, Şiir gönlün soğuk duşuymuş meğer. Mesut’um kadermiş çekip çeviren. Bir yaprak misali her gün savuran. Kökümüzden söküp yere deviren, Şu cânım feleğin işiymiş meğer. Mesut ALTUNKAYNAK |