Çığlıkkaranlık gecelerin sis yüzünde umutları kirletiyorlar Anne! ... rastladığım gölgeler şairlerin ağzında uçurum gökyüzü sanki ikiye katlanıyor arasında giz parçaları ve kır çiçekleri şehrin ortasına usul usul ölüyor bir çocuğun nefesine dolmadan baharlar kapatma pencereleri başını çarpıp kanatan güvercinlere yem veriyorum İkisi de bir ağaçta tek olmayı bekleyen İnce uğultuyla sevda kokuyor soluklarında bir iç ki kalbime desen çiziyor ne olur intiharları hatırlatma yel kıyılı uçuşların biçare aklında yüreğim üşüyor Anne sisli denizlere açılan aynalarda kaç defa ay göğsümü yaladı ki aklımda günler yakılmamış mum gibi hecelerken geceyi koridorları kullandım bakma sen meltem rüzgarıyla tenimi sıyıran yapraklara yağmur dalgasıyla duvarıma inen telaşlara çıplak kavgalardan korkmuyorum elleri cebinde delikanlı hasret bekliyorum alnımdan öpüyor mavi ırmak hıçkırarak kimsesizliğimde ayağa kalkıyor kuşlar özlemek nedir öğreniyorum -ağrıyan yaraları kızgın bir buzun üstünde seviyorum Anne- Ey benim fırtınalar koparan umudum Ey benim yalnızlığımın yegane ışığı Ey ırmaklı ayazın yataklı düşü iki çığlık arasından sesimi saksıya su verir gibi Öp istiyorum Öyle içten Öyle derin ....... |
....
Nasıl da iç acıtan bir çığlık bu
Hayat denilen şey ne çok trajedilerle, birbirinden farklı ne çok sınamalarla dolu ve kederini en derin, en yalın hâliyle gözler önüne seriyor.
Bütün bunların akabinde acı çeken de, kederlenen de, gòrdüğü olumsuz manzaralar karşında şairler de içinde olup bitenleri işte böyle? şiddetlice içinin dışana vuruyor.
Çığlık diyorlar ona.
Derinden etkiler insanı.
Boğar bazen..
Bazen de nice çicekler açtırır elemine.
Yaşatırmış insanı çığlık..
Yeter ki duyulsun.
Bir de nice söylemedikleri var insanın..Sustukça çoğalır içinde nice kelimeler..Derdi bir deniz misali çalkalanır durur içinde.
Bir türlü vuramaz kıyıya
Bir türlü anlatamaz meramını kimselere.
....
Ama şair dediğin anlatıyor işte.
İç çekmeler,
Çığlıklar anneye seslenişlerle hüzünlü bir senfoniye dönüşürken, mutsuzların, üşüyenlerin, aşk acısı çekenlerin, bahar görmemiş nice çocukların, yalnızlık rıhtımında yalnız gezenlerin, sırılsıklam karanlık olanların sesini o kendine has müziğiyle duyurmaya çalışıyor.
Özellikle de aşk acısını.
Özlemle, delikanlı bir hasretle.
"Hasretin delikanlısı" ne kadar harika bir betimleme.
Adam gibi sevmeyi, adam gibi beklemeyi de bilmeli insan değil mi.
Ağrıyan yarayı kızgın bir buzun üstünde sevmek.. burası da çok sürreal bir deyiş.
Düşününce, yorunca kendini,
şiirin tamamına sirayet eden o şiirsellik kokusunun , o muhteşem desenin, o alın terinin hakkını böyle verir demek ki şair.
Sadece yoğunlaş..
Ruhunu sadece şiirin ellerine ver.
Onunla bir bütün ol..
Dünyevi hiçbir şeyin şiirle aranıza girmesine izin vermeyin..Kopmayın, gerekirse rüyada bile en iyi ,en realist, en çekici, en içsel şiirler yazabilirsiniz.
Tıpkı okuduğumuz..
Bu şiir gibi.
O bunu hep yapıyor zaten.
Kocaman bir eyvallah.
Şiirle..
Tebessümle.
-Ramazan Boran tarafından 2/26/2022 10:29:35 PM zamanında düzenlenmiştir.