“bazen kalmak” demiştim bir zamanlar “gitmekten daha uzun bir yolculuktur” “bazen gitmek” diyorum şimdi de “kalmaktan daha erdemli bir duruştur”
istemem gelmeni -kimin elmasıysan onun dalında kal...
tarihi çıldırtan zamanlar bunlar nice vakittir şakağım namlu ağzı direniyoruz yürek yüreğe, telaşlı pencerelerin dışına oturmuşuz içeriyi izliyoruz, içimiz kuş buğusu içimiz hep, cümlesizler sitemgâhı durmadan bir yangın halindeyiz durmadan tırnaklarımızı yiyoruz tuvallerimizde insanımsı desenler sürrealist imgeler, içsel çürümeler nasıl bir çoğul çıplaklıktır ki insan amiyane tabirle, anlayabilir misin İbrahim’den kurtulmuş put gibiyiz her an yumruk yumruğayız tanrıyla velhasıl uçamayacağımızı bile bile hadi, göğe alçalananlar durağında kanatlar çırpıp duralım kendimize -yoksa bu egoçekimi bizi öldürecek
dur Hüsrev, orası çağdaş şairler kıraathanesi ne çabuk unuttun biz takunyalı birer yobazız
vakitlerden bir mart penceresi düşme korkum, sen ve uçurum hayretler dışındayım, aklım kilit hangi kırmızıya açsam derdimi sanki içimde bir gaflet döngüsü sanki dedem küflü odun taşıyor içimdeki ateşin çatlak duvarlarına yandıkça anladım cümlelerin sağır kelimerin ise, birer dilsiz olduğunu sırf bu yüzden duymayı, anlamayı ve düşünmeyi yan odaya bıraktım biraz da dedim eşyalar düşünsün metalin, ahşabın ve kumaşın diliyle sevginin nasıl antioksidan bir tadı var aşk kimin icadıydı mesela, evrenin mi yoksa ilahi işkence miydi, arsızlığımıza bunu en güzel perdeler anlatabilirdı içimiz mi daha vahşi, yoksa dışarısı mı -yoksa egomuzun tiyatro locasında mıyız
biliyorsun ben bir mezarlık küreğiyim en kutsal hazzım ,ölülere yuva kazmak
bak yine bir şeylere geç kaldık Hüsrev zaman saatine bakıyor, duvarsız bir gün yine kapıyı anahtarın üzerinde unuttuk geçen gün de fesleğeni küs bırakmıştık kendi kokusuyla dertleşmiş, balkon söyledi hep biz mi hayatın dalgınlığına geleceğiz hem biliyorsun çok istikrarlı bir ahmağız mütemadiyen doğaçlama aldanmalıyız ki burnumuzdaki palyaço, sevimli görünsün bir gün aynalardan silinecek bu çirkin yüz silinecek dünya camından cürmüm buğusu sesim hafızanda kalacak bir veda büsesi işte o gün benim için bir şarkı aç, son ses “insan yalnız ölmeli” diye haykırsın lütfen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Cümlesizler Sitemgâhı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Cümlesizler Sitemgâhı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Niçin başladığını Niçin bittiğini bilmeden Yüzümüze yansıttıklarını betimlemiş şiir Zamanın ağzına uzanmış hayatlara dokunmuş
Şiiri okurken Noktasız cümlelerle tutuştu dilim Parmaklarımdan saklanmış kelimelerle Insan bir özet Kalmak yolculuğu içinde Tebrigim kalsın Bostan. Sevgi selam ve hürmetlerle
içimiz. "kuş buğusu"
.