etrafıma baktıkça oğlum diyorum, haline şükret bir ayrılığı bile olmayan onca insan var
ay ışıdığında öfke kabardığında mutlak gecenin şavkından mutlak bir kavganın yumruğundandır bak gülüşümün burnu kanıyor sesimin dudakları kendi yalnızlığını eşeleyip duruyor doğrusu kırgınlıklar bile beş para etmiyor artık umutkan değilsin biliyorum sen yine de unut gitsin kanepenin sensizliğini terliklerin komik komik yalpalayışını hem zaten çok ciddiyetsiz ikinci el bir ayrılık bu hurdacıya versen, plastik mandal bile vermez karşılığında hayret bu şehirde kasvetinde yok havaya yine neşe saçmış olacak, şu çılgın zabıtalar sanki açtığın bir yara varda kabuk tutmadım diye meydanlarda protesto eden halkın arasına da karışmamışsın zaten haber bültenleri, şarkılarda senden bahsetmiyor işe diye çıkıp da sana gelesimde hiç yok biraz halsizim hepsi bu, özlemeyince geçiyor bir de, yüzünün balkonundaki sardunyalar -kokmayınca deli deli
dakika tutuyorum ne oluyorsa 61. Saniye de oluyor fiyonklu bir bisiklet geçiyor, kırmızı değil aynasında da sen yoksun ayaklarımda pedallere yetişememe kaygısı bacak kısalığımdan kalma bir panik atak olsa gerek zaten bu sıra önümden ne geçse sana benzemiyor neye yetişemesem, soluk soluğa kalmıyorum nefesinde sokağın solunda sen kaybolmuyorsun inan küt böreği olsan, acıkmam sana ağaç olsan ormanının kapısından geçmem gök olsan kanatlanmam toprak olsan yer çekimiyle acımasızca savaşırım hem artık, kendime yeni bir halk edindim yeni bir şehir yeni bir ülke yeni bir dünya -sana benzemezler imparatorluğu bu en azından musmutsuz değilim kendi fikrime saygı duymalıyım, terkolundum sana işte bu yüzden hep birazdan geçiyor, bir sürü fiyonklu bisiklet evet kırmızı değiller, sürücüleri de sana hiç benzemiyor hem onlar henüz çiçeği burnumda birer portakal birer anne fesleğen birer sukulent abla perdelerimi diyorum giderken çekmeyi unutmuşsun, millet ne der sonra içerimde saçların çok dağınık pijamandan kedinin bıyıkları sarkmış gülüşün masanın üstünde tam otuziki diş komik şeyler gibi saçılmışız etrafa gülüşlerden yastıklar kahkahalardan battaniyeler örülmüşüz sevişin saçlarımda duruyor, bilmem kaç milyonuncu kez hadi çek şu perdeyi kimseler görmesin -gö(n)lümdeki şavkını
sırayla koşmuyoruz hep ikinciyim ve birinci yine ortalarda yok bakiyesi sıfır bir kredi kartı kadar mağlubum senin şu hayat dediğin külüstüre sakarlığım mevsimsel biliyorum yokluğunun üstüne kahve dökmüş yine bu leke seneye de çıkmaz diyor ulu temizleyici biliyorsun sıfırın değeri sağ tarafta katlanıyor solumda yoksun... önceleri gelgitler yaşıyordum nedendir bilinmez, şimdilerde ise gelgitmeler yaşıyorum
-sayıma gerek yok diyor kütüphane müdürü olsun diyorum abaküs gibi yerimde saymalıyım durmadan kendi ritmine bozuk atıyor kalbim ölünecek bunca şeye inat diyorum -soluma geç...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
61. Saniye şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
61. Saniye şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çok etkilendim galiba, ne yazsam diye gözlerim daldı. Herkes öyle güzel şeyler yazmış ki üstüne dahasını ekleyecek cümlem kalmadı. Tüm ayrılıkların dili olmuş bu şiir. Konuşmuş bütün eşyalar. Hepsi de mutlu görünmeye çalışan yalancılar.
Şiirin hikayesi değil mi zaten filmi koparan..Şiir idi en muhteşeminden..Ana listeden şiir okumak insanı böyle güzelliklerle karşılaştırıyor..Kaleminiz daim olsun..Sağlıcakla..Saygıyla..
bende nicedir küt böreğinin pudra şekersiz halini yaşıyordum:) şiir. ah ortağım oldu resmen ayrılığın verdiği hisse dayanarak. acıktım 61. saniye de bir ayrılığımin olduğunu anladım. çok şükür. dedim. bugün de doydum. ya doyacak bir duygun bile olmasaydı.
neyse. neyseleri hiç sevmem yeri ve zamanı geldi yine.
güzel. çok güzel demenin yavan kalacağı bir şiirdi. bizler çok şanslıyız. ne desek az. ne söylesek yetmeyecek bir şiir okuduk her anını eksiksiz yaşadık her anını dün gibi benzemez hiçbir ayrılık. hiçbir şiirci size diyerek ayrılıyoruz sayfanızdan
şiirci:) bana İstanbul'un sokak kültürlerini hiç özlemediğimi hatırlattı. hiç unutmadığımı. nedense. nedeni yok olmasında zaten.
ikinci neyse.
uykusuzadam demişken içimizde derinden bir rahatlama bir oh. mevsimi
iyi bir şeye vesile olmuş demek ki, eğlenerek çizmeye çalıştığım bu karalamalar, yoksa bi küt böreğini pudra şekersiz hayal bile edemiyorum :) bu arada şiirciyi de çok tuttum, bende bir ekleme yapayım bari "şiirci çırağı" olsun
ikinci bu arada, uykusuza söylediklerim sizin içinde geçerli diyebileceğim nadir şairlerdensiniz iyi ki varsınız..
Oh bee... İçim rahatladı... Demek ki bir ayrılığı bile olmayan insanlardan değilim. Şükürler olsun😁 Bunu hiç düşünmemiştim. Bu ayrıcalığı yaşattığın için teşekkür ederim şair...
Şair zaten i mgeleri parmağında oynatır hep. Öyle böyle değil hem de...
Bknz: "burnu kanayan gülüş"- " sesin gülüşü" - "umutkan" - " bir sürü fiyonklu bisiklet"-" kendime yeni bir halk edindim" ....
Saymakla bitmez...
İşte şairin zekası ve hayal gücü ve şiirin maharetidir bu...
Aralara serpiştirilen tebessüm primleri bir yana bir hayli efkar var şiirde ama kalem ehil olunca başka bir boyuttan, başka bir frekanstan yansıyor okuyana...
Var olsun şair.
Oh bee... İçim rahatladı... Demek ki fazla arayı açmasa iyi olurmuş şair... Bu şiir ziyafeni yaşattığın için teşekkür ederim şair...
uykusuzadam tarafından 3/27/2022 10:10:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
bil istedim şair sen bu siteye çok yakışıyorsun, birleştirici bir özelliğin var kimin ne olduğuna takılmadan, önyargısız bir şekilde herkesle aynı bir mesafede duruyorsun, hayat dolu enerjinle, olaylara esprili bakış açınla bizler gibi insandan ağzı yanmış ve biraz uzak durmayı benimsemiş ve bu yüzden biraz ukala görünen bizlere de güzel örnek olduğun için ayrıca teşekkür ediyorum iyi ki varsın...
Tüm ayrılıkların dili olmuş bu şiir. Konuşmuş bütün eşyalar. Hepsi de mutlu görünmeye çalışan yalancılar.
Kalem çok etkileyiciydi kesinlikle.