İs...Şşşttt sessiz olun! Bir yağmurun sesiyle ve Ter döken yaprağın alnıyla yoğruluyorum Uyuyan uyanış Kirli bir ayakucu sancım Soğuk avuntuların kadifeden düşleri kuytu çöl Öyle ırmaksı yol dilsiz kuşların dansında içimin kurşun alfabesi.. Zamandan arındırıp kalabalığı dizlerime oturuyorum dünyanın Her kanat çarpıntısında aşkın hârı omuzlarıma karılmış. Biliyorum Kentler çınlıyor kızıl güneşin alnında Göğsümden geçmeden daha çatlıyor adımlar Bu yolculukta bu soluğu ’sus’ çığlıkla yürüyorum Saklı tutulan kapı gibi Döndür yüzümü denize Uykumun ardından görmek Kıyı ağaçlarını,karanlığın gülüşünü ve Penceredeki saksıyı.. Sabır hamlesi Rüzgarla bir dolandığında bacaklarıma Düşün,düşün ki Sesimi dolduruyorum avuçlarıma Parmağımı değdirdiğimde toprağa kelimelerim uzanıyor ruhumun odasına içimdeki çocukla rengini çizip hayatın ve gölgelerin.. Sahi bu yüzden Bazen kavga eder gibi seviyorum Alevleniyor kızıl ateş -bu yıldızları kim koydu gözümün ilişiğine- Sönmesin ışık Göğün ki Nabzımın nakışında gecenin yarası Buralar bildiğin gibi değil Gel ve gör/me bu arsız cehennemi Ellerimi sıkı tut çocuk is üstüne is büyüyor ...... |
Kaleminize sağlık.
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Saygılarımla.