Öylesineyollardan ve yıllardan sonra her acının öteki yoluna kurulur aynalı dalgalar güneşin köşebaşı durağına deniz iliştirir insan/ İnsan deniziyle beslenir kuş ve çocuk fısıltıları içinde şarkılar söyler yanyanalığın aramızdaki karanlığı Ay ırmaklı yüreğimin kuş tohumlu mavisinde Lalezar tebessümün ışıklı çeşmesi inceden tülle uzanırken yüzüme iyi ol... parmağımın yıldız tozlu gecesi göç sessizliğe kapatılmış odalarda ıslık dili özlem yağmuru içim ki ne zaman oturup düşünsem yaralanmış çocukta ruhumun kıyısı Ört perdelerini zamanın tortusunda duvarlar çıplak bir fasılda iç geçirir gün altına süpürülen küllerin kilitli duygusuyla sallanır ışığın kundağı sararan uçurumların gözlerime yerleşen ağacı güçlü bir yalnızlık uykusunu bekleyen şiirlerin varolma sevincinde yarım kalmış sevişmeyim bütün kitaplar üzerine dağılan sızılar mağrur bir çember ölümün en boğuluşu avuç içlerimde öylesine yaşar zaman hep kendine kendimden bir suret bırakır aynalar ve sokaktaki adımlar ....... |