Gir içeriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Eskilerden Kırgın çoçukluğunu şu kenera bırak.. Gir içeri Sızının dilinden dökülen bütün sözcükleri kapat/ Kapat gözlerini Burdayım,durduğun yerde El değmemiş karanlıkta yüzüm Bir tek sen biliyorsun Bir tek sen kendimden sana kaçtığımı Sus! Kıvranıp dururken çoğalmakta olan boşluklar Söz içimi sarılmak istediğim nefesin Sarıl şimdi Büyümeyen çocuk gibi Göğsümde zaman birikimi Mumu gördüğüm yerden Soyulan gölgem Duvarlarda terli sağanak bana benzeyen Benim gibi bize dokunan Dışardaki ayaklardan arınmış gibi evet Tam ortasında dünyanın Islak bir gecede Yağmur üşümeden Gir içeri.. içerdesin Yarının kanatları altında Pencere kenarında yorgun düş Omuzlarıma sürdüğüm Sızı beslerken ayna içine yüzümüzü Burada saklandığım yerde Oyuncaklar arasında Akan yoğunluğun kızıl ışığında Karanlıktan gözlerine akan aydınlıkta Neredeysem orada işte Görüyorsun değil mi Az önce yanımızdan geçti yıldızlar Kendisine ait bir yerden Ne zaman gözlerine baksam göğün Derine En derine Kapat/ma gözlerimi Seni özlediğim uykundan öpüyorum Dinle bu şehri Kendime çarpan sesin ırmağını Soluduğum nefesimde ....... |
En hatırladığımız yenimiz eskilerdendi.
Pişmanlıklarımız şah damarımıza yakındı.
Hepsi de teker teker kapıdan girsinler şimdi sevgili şairim.
Şiire yüreğinize kaleminize tebrik ve sevgiyle.