ISTIRAP KOLEKSİYONUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor, İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken…”
diyor ya Dostoyevski, İyi adamlar ve iyi kadınlar için ne yalnızlık, ne balkon, ne de gökyüzü var artık. Kimse o kadar derine inmiyor yeniçağda. İtaatsizliği seçmiş küçük bir azınlık dışında herkes, güvenli bölgede kalmak için hissizliğin kusursuz kulesine çıkıp oradan düşüncelerini aşağıya atıyor. Otomatiğe bağlanmış atlayışlarla ölüyor düşünceler. Kimse inanmak istemiyor; düşünceleri ölmüş olanın ruhunun da öldüğüne…
geçen gün seni bizim mahallede görmüşler
kolunda kimse yokmuş bu kez ama elinde kalınca bir kitap varmış: “sana gül bahçesi vadetmedim” okumuştum onu yıllar önce erkenden delirmek için henüz delirmeyi başaramasam da sık sık kafamın içini kurşunlamayı düşünüyorum biliyorum bu düşüncenin kirli bir geçmişi var olsun, hangi düşüncenin kirli değil ki geçmişi tesadüfen geçiyormuşsun mahallemizden ah ne güzel, zaten borcu vardı bana sayın tesadüfün gelmişken uğrayıp kapımı çalmışsın kimse çıkmayınca komşulara sormuşsun sana buradan taşındığımı söylemiş Aynur abla Ah, Aynur abla! kimseyi beğenmemekten emekli ihtiyar bir kız taşınmadım şimşek toplamaya gitmiştim sadece yeni çarpılışlar için kullanıyorum topladığım şimşekleri ve tozlanmış devrimci gülüşlerimin tedavisinde. yıllar önce çekmeyip de ertelediğim kapıma dayanan şu öfkeli acılar var bir de şimdi hakları olanı istiyorlar benden üzerlerine şimşek serperek yatıştırabiliyorum onları kötü alışkanlıklarım yok artık kimsenin kalbine girmiyorum yanlışlıkla girmiş olsam bile “bir arkadaşa bakıp çıkacaktım” diyerek uzaklaşıyorum oradan hemen düş görünüşüm oldukça iyi çok çalışıp iyi bir hayalperest oldum zamanla gerçeklerle arama mesafe koydum artık görüşmüyoruz, bayramlarda bile yine gelirsen önceden haber ver sana ıstırap koleksiyonumu gösteririm bayılacaksın, öyle sevimliler ki sen bile çekmek isteyeceksin görünce -parantez içindekileri dikkate almayınız- (bazı şehirler var adım attığın her yer ıstırap özgürlük düşmanlarının kurşun yağdırdığı şehirler sonsuz gözaltılar ve kayboluşların yurdu şehirler belleği katil sürüsüyle dolu olanlar tarafından ‘taş taş üstünde baş baş üstünde kalmayacak’ emri çıkartılan uğultulu şehirler sonra kanatlarından vurulan barış elçileri yok oluşun o iç içe girmiş ankaraları. ve Soma yani ölümün susmayan hafızası! yani işçi düşmanlarının o en büyük ablukası sonra başka bir şehir o şehirde bir fidan o fidanda bir ses: “vurmayın, ben öldüm! “vurmayın, ben öldüm! “vurmayın, ben öldüm!”) ah, yeniden gel şimşek toplamaya gitmediğim bir gün elinde bir kitap olsun henüz okumadığım istersen önceden haber verme gelirken bana daha çoook duygu borcu var sayın tesadüfün hesaptan düşeriz (İyi kadınlar kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken ölüyormuş…) balkonum yok gökyüzüne bakmak için belki ama bir yer var yeniçağın en derinine inilebilen boğulma riski içeren bir yer şuramda bizi bekliyor olacak orada itaatsizliği seçmiş küçük azınlık |
Dosteli_ tarafından 12/6/2021 5:07:58 PM zamanında düzenlenmiştir.