Tarçın Nefesli Kızlardı OnlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayata kadın! yapılmış tüm masum canlara
. . . şelale gözlü çocuklar vardı müstakil bakarlardı gül ile yoğrulmuş dikenli sözleri yutar tenlerine yapıştırırlardı yangınları kimi zaman da -olsun ne olacak ki ölüme kaç adım kaldı hem zaten ölsem kim fark edecek der- tebessüm yağarlardı uyurken bile bilenirlerdi geceye sarılırdı boşluklarına yarasalar diş izleri kalırdı her yerlerinde gözlerini denizlere dökenler vardı hüznü emenler toprağın anasından kalabalıkta kaybolanlar vardı yalnızlıkta boğulan salaş yağmurlardı onlar aklı gölgesinin ardında unutturulan bizim kadınlarımızdı onlar dizkapakları yokuş omuzları uçurum yanlıştı coğrafyaları yanlıştı zorbalıkla birileri tarafından çizilen hayatları bir avuç tazecik tarçın ağızlı kızlardı onlar anaları ağıtlar yakan hiçbir dala konamazdı sesleri gelin lekesi sarmaşıklar yürürdü arkalarından yalnızlardı düşebilirlerdi dokunsan sır doluydu hayatları kırık umutlardan mütevellit harap keşke derlerdi keşke su damlası kadar bile olsa umudu paylaşacak bir can bir can bulsaydık ömür boyu sadık aşkları da vardı vardı elbet bir el sıkımı zamanlara sıkışırdı aşkları ses hızıyla yaşanırdı karmakarışık hep kışın kucağında uyurlardı kurtar bizi Rabbim deseler gökyüzünde parmak izleri kalır böylesine alenen yaşatılırlardı severayak ölenler bile vardı insanlardı . . . Belgin Ertürk |
Saygılarımla