Denize karşıDilimdeki yol hüzün kırıntılarını toplayıp nefesime kendim ve mavi arasına yerleşen nil türküsü.. orman sıcaklığı uğultusuyla doğan çocuklar bakışlarımın sularında ve soluğumun menekşe kokusunda Ki, özlem gözlere açılan bembeyaz ninni ne vakit çalsam kapısını dünyanın duyarım özğürlüğün çan’ını düşlerin sonsuzluğuyla ıslanan yeşil dal sesimin nar’ına morlaşan güneş gül’ün alnına topraklaşan semâ bu güzel mırıltı gizli sis’in teni şehrin rüzgâr soluğuyla birleşen bestesinde dilsiz kavram deli taylar gibi terlerken avuçiçime dünya koca bir masalın yangınında değişiyor en çok yıldızlar avutuyor ay ışığıyla odamı öpüp yağmuru dudağından denizin ağzıyla şarkılar söylüyorum fışkıran bir çiçeğe zamanın ki ışığı ateşiyle besleyen yeşilin çırılçıplak kamburunda henüz yürünmemiş yollar yüzümün sarmaşığında su birikintileri sığınak sahya uzaklığın ruhuyla dönmüş olmalıyım kıyılara bir martıya el sallarken ... |
Yürekten gelen duygulu, kimi zaman dramatik yazı dizisidir şiir.
Gönlünüze sağlık.
Tebrik ederim. Başarılarınızın devamı dileğimle.
Selam ve saygılar..