Ateşbulutların küskün gölgelerinde geceyim simsiyah gamlı güneşler birikir yüzümün çığlığında denizler sularını attığında arlanır bahar ikliminde hüzün vardır ikliminde inleyen bir Anne gözleri buğulu bir adamın mavisine es yüreğim duman kadar dağınık nazlı susuşlarında sancılı sevdayım yalnızlığımın en güzel mutluluğu tüllendiğinde yamaçlarına sinende saf meleğim zaman söktükçe an’ları dinmeyen masalın ulusunda ğöğsünde uyur sevmelerim ellerinde çocukluğum bu yüzden bu yüzden gelişine işitilmez saatler kurduğum ateş ahh... beni kim anlar soluğumda kıpkızıl aşk ve tenimde dolaşan sırrın sesi bilmiyorum nasıl anlatsan dudağımdaki sevinci düşlerimi hangi geceye kursam ağlamasa dilimde akşam şahlanırken mavide duygularım ağrımasa sahilleri içimin tınısında ruhuma çarpan hecesin ses versem ömrüne beni uyutacaksın günahlarımda ki başka ocak bilmem ben seninle uyanırım sabaha bu yüzden zaman hep azaptır hiç ölmem ..... |