Masal anlat banazamanın hıçkırığında deli rüzgâr uçurun yağmur at’larını öylesine ölüme arya bakışlarında nefesim bir nar sessizliğiyle şarkılar söyler ağaçtan düşer dal yokluğun basamaklı tülünden kuşlar da iner avuçlarımdaki yaraya yalnızlığın son damla suyu ırmağa ay tadıyla kapılır burada yaşamak gece çiçeğine göğü soymak kadar kızıl güneşli arasta ve anlaşılmayan kentte ateş yağması içime konuşanlar dizime indi yollar çıplak cam ve çöl duvarlar belki de bir iklimin intiharına battı aynalar Dur ve dinle! bu resmi aynaların içinden koparıyorum ağıtlı ağaçlar küçük harflerle yürüyor pencerelere.. kül altında sesi boğuluyor şiirlerin kısık lambalara çekingen dilin usulca rüyalarında boşluğa göz kırpan iki yıldız gibi bakışıyoruz birbirine uzanan seslerde umut ve korkunun çocukları bazen aynalar saklanır bazen duvarlar sevgilim benimle kalan yalnızlığım ne zaman düşünsem seni gönlümdeki yaraya bir şeyler oluyor iyi şeyler düşünüyorum terleyip yolları geceleri sana ölüyorum.. uykusuz uçurtmaların asmin gülüşü mevsimlerin hüzün kelebekleriyle sabahlıyor su çürürken soluğuma ıslık çal ayaklarımın çukurunda sonsuzluk suskun göç seslenmek için bahar’ı bütün at’ları vuruyorum uçurum yüzüne oysa iyidir uçurum yankısında sesler dağılır düştü mü avuçlarına şehir sisler içinde kapıya nakış işler mavisinde tortu şimdi yazı,kışı,güzü kuş doğuran bir masal anlat bana gel gizlice ...... |
aynaların içinden koparıyorum
Çok güzel. ..