SENDEN UZAKTA AMA HALA SENİNLE KONUŞUR GİBİ
I.
Melih Cevdet ile otursaydım Turgut ile ya da Edip ile aynı kahvede yahut sahilde -hatta dil bilseydim Bukowski ile mesela Lorca ile- daha güzel öpüşemezdim evet ama daha güzel şiirler yazabilirdim Olmadı kopya çekerdim Ve sen eminim yüzümün kızarmasından o şiiri benim yazmadığımı bilirdin II. Her sabah görüyorum durakta Saat hiç değişmiyor -saçları değişiyor bazen ayakkabıları da- Sana benzetiyorum onu özellikle çantasını tutarken sıkı sıkıya Bekliyor diye geçiriyorum içimden Aşkı bekliyor Gülmeyi Talihinin yaver gitmesini Belki de hiç birini beklemiyor Sadece evet sadece otobüsün gelmesini III. Ben trenleri sevmem bilirsin tek seferde çok ayrılık taşıyorlar diye Gemileri ve uçakları da sevmem aynı sebeple Bu aralar çok fazla tren sesine denk geliyorum Kırmızı kazağın geliyor aklıma ve o zor taşıdığım bavulun… IV. Doktora gittim dün Boğazıma baktı “Terkedilmişsin” dedi Hayret dedim hıçkırarak da ağlamamıştım Hatta ilk terkedilişlerime nazaran az bile ağladım Ben bilmem dedi elveda boğazına takılı kalmış Yutamamışsın… V. Bir balkonda kahve keyfim kalmıştı -doktordan sonra- içine edilmedik Sarmaşık diyorum nasıl da sarılıyor balkon demirine Yüzüme bir şey söylemek ister gibi bakarak bir de dik dik Yalan yok Benden iyi sarılma konusunda Ben sarılamadım böyle ne sana ne hayata… VI. Bir sela bu sabah 10.00 gibi Mualla teyze ve Rüstem amcanın az bir arayla -neredeyse el ele- miş’li geçmiş zamana gittiklerini haber verdi Hiçbir şeyin önemi yok diye düşündüm Sen de tutma artık dünün çetelesini Düşünsene dönmemişsin Ve o sela bir gün beni ve uzaklardaki seni… 220621Râzı |