Kim sallıyor biziŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Geçmişten
27 . 5. 2010 tarihinde yayımlanmıştır ne çok maviydik bir zamanlar ne çok sarı, ne çok beyaz / ve ne çok yeşil daha daha saysam /sayamam ki gökkuşağındandı bütün renklerimiz her şeyin kendine hastı tadı zümrüt yeşili vadilerde koşardık huzurdu /süt limandı denizimiz kelebekler gibiydik / kanatlanırdı düşlerimiz toprağımız Anadolu /azı çoktu doluydu siyahın eli beyaza uzanmamıştı henüz her gelen fırtına bıraktı ardında tek derdimiz/ büyük baş / büyük ayak/ büyük akıl oldu sonra ne çok yanlış ne az doğru vardı bilmez göründü herkes kim keser ki kendi dalını sıra onlara da gelecekti ya ye ye bitmezdi nasıl olsa ne çok yırtıldı göğsü ve ne çok çığlık birikti içinde /duymadı kimse biri zengin biri fakir /önlerinde açılan dünya farklı biri karanlık içinde dönüp durur birinin ışıktan gözü yorulur iki farklı keder birleşemezlerdi ki hep bana bana/ tufan olsun benden sonrası gemisini kurtaran kaptan… göç/göçük suçumuz değil Yaradan’ın işi bunlar takdiri ilâhi karışamayız muhabbeti mühim olan kendileri /en pahalısından ya her şeyleri üç beş oyuncakla bir de çocuklar yetişir arkalarından hazır yemek alışkanlık yapar ne de olsa hep zarar hep ziyan küçük kafalara fazla geldi büyük akıl bir kalem bir ağaç götürdü kimse görmedi yine de / mişli zamanda kaldı kana kana içtiler suyunu da her kuşun etini ve her ağacın meyvesini yediler her gelen bir parça kopardı elbisesinden ağırlaştı taşıyamaz oldu hüznü sonunda çıkarıp attı üzerinden çıplak kaldı, dünya komşuları gibi ağıdından yer gök inliyor şimdi kimse görmüyor kendini, ne de olsa Yaradan işi bağırışıp duruyorlar kim sallıyor bizi, kim sallıyor... Hadiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Ne mavinin, ne sarının, ne beyazın, ne de yeşilin rengi kaldı. Zümrüt yeşili vadilere plazalar dikildi. Kelebek gibi düşlerini uçuran çocuklara karabasanlar geldi. Ve sonunda siyahın eli, beyazın önce kolunu, sonra umutlarını, hayallerini kopardı taa kökünden...
Ağladıkca dağlarımız yeşermedi ve biz dünü ancak böylesine harika şiirler okuyunca hatırladık, o gökkuşağı rengindeki dünya gözlerimizde tülleniverdi.
Öpülesi ellerinizden dökülen şiirinizle mazinin tozlu sayfalarına gittim sayın Hoca m. Kalem yazacaksa eğer, böylesine muhteşem sözleri döksün bağrından. Okuyanı alıp bi yerlere götürsün. Yoksa sussun.
Tebrik, takdir ve saygılarımla. Sağlıcakla kalınız, vesselam...