Sordum da BilemedilerHak’kın yollarından, neden sapılır Nefsin hevasına, niçin tapılır İhanet bir kalbe, nasıl yapılır Dillere sordum da, bilemediler İhanet acısı, düşünce dile Her şey yalan oldu, her şey nafile Kendim bilemedim, bende rastgele Ellere sordun da, bilemediler İhanet çok ağır, çekemez gönül Utancı üstüne, olunca ödül Sorunca şaşırdı, üzüldü bülbül Güllere sordum da, bilemediler İhanet görünce, göz olur dolan Gözden yaş aktıkça, gönüldür solan Mevlânın aşkıyla, yanıp kül olan Kullara sordum da, bilemediler İhanet bir soru, mantığı yoran Akılsız başlarda, kar ile boran Bir büyük özlemle, belleri saran Kollara sordum da, bilemediler İhanet utancı, baktırmaz cama Baykuşu öttürür, kondurup dama Mübarek seferde, batınca kuma Yollara sordum da, bilemediler İhanet aslında, canın kastında Arsız bir çakaldır, koyun postunda Hak’ka arzedilen, mektup üstünde Pullara sordum da, bilemediler İhanet görünce, saçtır yolunan Nefeste ateşler, hârdır solunan Yürek yarasına, derman olunan Hâllere sordum da, bilemediler İhanet zehiri, katıyor aşa Acı diner başı, vurunca taşa Kırılıp yarılan, tüm baştan başa Dallara sordum da, bilemediler İhanet isyanı, dile dizdirir Nehirler geçirip, derya gezdirir Çürümüş tahtası, suyu sızdırır Sallara sordum da, bilemediler İhanet taş olur, sarıp yatılan Dert olur her uyku, içe atılan Düşmanca içine, zehir katılan Ballara sordum da, bilemediler Erhan DOĞANAY |
tebrikler
selam ve sevgiler