Boş Gitmedin
Sen yalnız değildin, çekip giderken
Dünyamdan huzuru, alıpta gittin İhanet çok ağır, bunu bilirken Bedenden ruhumu, çalıpta gittin... Yapma böyle dedim, pişman olursun Çaresiz kalırsın, acı dolursun Bu heves tez geçer, çabuk solursun Umursuz edayla, bakıpta gittin... Böyle mi olurdu, yürek sevdası Hiç mi yoktu sende gönül vefası Arkanda kalanda, utanç levhası Şu garip boynuma, takıpta gittin... Ben öğrettim sana, candan sevmeyi Karşılık ummadan, vefa vermeyi Hiç hak etmediğim, kara lekeyi Tertemiz alnıma, çalıpta gittin... İklimsiz yüreğim, gazap rüzgarı Cemresiz gözlerim, hüzün pınarı Sen nasıl mahvettin, tüm anıları Maziye acılar, salıpta gittin... Uykum kâbus dolu, bölünür rüya Ruhum azap yolu, zindandır dünya Hiç yokmuş ki sende, ne âr, ne haya Günah deryasına, dalıpta gittin... Ne ümit ne heves, koymadın bende El içine çıkmaz, oldum sayende Vicdan ve merhamet, hiç yokmuş sende Kalbimi yerinden söküpte gittin Zillete gark ettin, ömür boyunca Mutlumu oldun ki, böyle koyunca Sevin öldü diye, haber duyunca Şu can damarıma, çöküpte gittin... Hıçkırdıkça içten, çıktı ciğerim Tüm saçımı yoldu, kendi ellerim Öyle bir yangın ki, yanar her yerim Yüreğe ateşler, döküpte gittin... Yaşıyor bedenim, ruhsuz ölüyle Nasıl yaptın bana, sen bunu söyle Mevla hiç kimseyi, etmesin böyle Garip boynu öne, büküpte gittin... Mecnunun çölleri, benim içimde İntizar yağmuru, yağar dilimde Yolduğum saçlarım, tel tel elimde Dünyamı başıma, yıkıpta gittin... Acılar kıvranır, şu arsız canda Çileler dolanır, damarda kanda İhanet bir yanda, zulüm bir yanda Aşıma zehiri, sıkıpta gittin... Zalimlik kalbinde, saltanat kurmuş Sevgiyi gözlerin, haince vurmuş Vefasız yürekte, zulüm kudurmuş Nankör kedi gibi, çıkıpta gittin... Nasıl yaptın bunu, sen utanmadan İnsanlık tükenmiş, yürek yanmadan Sen benim gönlüme, hiç acımadan Dermansız dertleri, tıkıpta gittin... Çiğneyipte geçtin, bir dözer gibi Ezdin yüreğimi, gül ezer gibi Bunlar bile sana, azdır der gibi Gözümün içine, bakıpta gittin... Birtek sen değilsin, bende kaybolan Her şeyi mahvettin, her şeyi talan Her işin sinsiymiş, her sözün yalan Kara yılan gibi, sokupta gittin.... Bu nasıl vicdan, böyle neyledin En ağır sözleri, bana söyledin Arkanda yuvamı, viran eyledin Bir şimşek misali,çakıpta gittin... Uyku haram bana, afakan düşte Hainlik var imiş, sahte gülüşte Dumanı olmayan, kızgın ateşte Acımadan beni, yakıpta gittin... Kalleşçe bitirdin, tüm ümitleri Ölüm bekliyorum, o günden beri Kapandı kapılar, açılmaz geri Paslanmış kilitler, takıpta gittin... Uzandı ruhuma, ecelin eli Hüzünler döküyor, kaderin dili Cehennem nârında, kızarmış mili Kanlı gözlerime, çekipte gittin... Bana bu yaptığın, Hak’tan revâmı İntizar eyledin, dilde duamı Kalleşçe virane, ettin yuvamı Nefret tohumu, ekipte gittin Hasret koydun beni, yurt bucağıma Attın hüzün topu, sen kucağıma Mutlu ve huzurlu, şu ocağıma İncir ağacını, dikipte gittin |
Dünyamdan huzuru, alıpta gittin
İhanet çok ağır, bunu bilirken
Bedenden ruhumu, çalıpta gittin..
Erhan hocam bu güzel dizelerinizi kutlarım
güzel yüreğiniz daim olsun
hayırlı ramazanlar
selam ve dualar...