Yüzüme Nasıl Baktın
Koskoca maziyi, çöplere attın
Haince terkedip, kalleşçe gittin Beni el içine, çıkamaz ettin Boynumu önüme, büktün vicdansız Hiç mi acımadın, garip halime Nice intizarlar, koydun dilime Çıkarttın ruhumu, verdin elime Şu can damarıma, çöktün vicdansız İhanete uğramak, gider gücüme Her gün acı katar, dertler acıma Hüzün ateşini, yaktın içime Sen kızgın korları, döktün vicdansız Ateş deryasına, destursuz daldım Ruhsuz bedenimi, mahşere saldım Nefesimi kestin, nefessiz kaldım Kalbimi yerinden, söktün vicdansız Baktıkça sürdüğün, yüz karasına İlaç bulunmuyor, iç yarasına Elin titremeden, kaş arasına Yağlı kurşunları, sıktın vicdansız Yürek dolusunca, seni severken Ben sana inandım, güvendim derken Sense sinsi sinsi, plan ederken Şu yüzüme nasıl, baktın vicdansız Heves bırakmadın, tatlı hülyada Kabuslar dost oldu, her gün rüyada Ateşlerde yaktın, daha dünyada Beni cehenneme, soktun vicdansız Sayende gönlüme, çileyi serdim Ölmeden canımı, ecele verdim Dağ gibi dururdum, yıkılmam derdim Haince vurarak, yıktın vicdansız Erhan DOĞANAY |
Sessiz bir volkandın lebeleb doldun
Çekilmez halinle beni mi buldun?
Son sözü demeden celladım oldun
Urganı boynuma taktın vicdansız...ishakaras
Güzel şiire bir nebze eşlik edeyim dedim, kalın sağlıcakla selâmlar