Buğday benizliaz önce kaldırıp rüzgârın buğday benizli alnını bahçeler yıkadım çocukluğumun nar güneşiyle - saçlarımın kıvrımlarında tüm renkleri yaşamın- soluğumun buğulu çiçekleri ay takvimiyle çarpar kıyıları her yerde aydınlık ateşi sarı’nın eser başıma su sözcüklerin asılan ruhuna sarkar boşluğum her damlasında geceyi d/okurum yağmur eşikli gözlerime ağaç damarlı kirpiğimin gök uçlarında yol kabarır dağ başlarına dökülür kök çeşmesi diz çöken gölgeler ve pencere önü kar’larla.. güzelliğimin kaygılı basamaklarında ölüm karanlığın kocaman ağzında gövde akar incecik toprağa yanar ayaklarım sesi uçar kuşların göğsümde buğday benizli kapı açılır güne eskiyen hüzünlerin kısa bacaklarıyla örtüyorum şiiri dinle baharların düşünü süt ağızlı sabahlara burda,içerde bir yerde dudağımda göçebe yarası rüzgârın ateşi ..... |
aklının perdesini bize açan şair;
Bizi kalbimizle baş başa bırakın büyük yalnızlığımızı…
her şeyden daha yakın,
bir o kadar uzak olan,
saklanan,
her arzudan daha yakıcı istekleriyle sevgi gerçekte
‘’ zor ‘’ olandır.