bizim mahallegenlerim de ağlaşır annem ilk yalnızlık çiçeğini koklamışken geçer mi sanırsınız içimdeki kangren can sıkıntısı işte kolay çıkmıyor günler pencereyi kovaladı pencereler geceyi uzunca bir yolu serap edinirken kaçırdım suyun uykusunu Leyla teyze seslendi iki bina öteden oğlum oğlum feleğin çemberinde bırak heybeni masallar kuruldu şiirler börtü böcek kaynıyor yalnızlığını yok etsin yüreğindeki çocuğun aynası dedi kayboldu görüş mesafemden bizim mahalle bu tam cadı kazanı düşmeyegör sanırsam göz retinamda koca bir devrim başlıyor genişle yoldaş diyorum diyorum da gölgelerin merhaba demesine karşılık vermeseydim iyiydi ayrıl ruh-ten enkazından kaygılarım acıma taşınmışsa taşınmış gizli geçitlerime çöreklenmiş simyacı ödese kirasını üç senedir zam da yapmadım bilirim ki yorgun duvarlarımdan çıkaracak hıncını topuklarına basacağız bir süre daha mevsimlerin satır arasında at yükünü kalası yoksa sor bakalım neler taşınmazdı da taşıdı mekanın sahibi ölüler kıymete bindi antika pazarında hangi ara dere uçurup nefesi deldirdik postu üst kat komşusu Salih baba ruhumun üstüne bir avuç taze toprakta sizden olsun en verimli acılar uykularda dinlenirmiş.. |