3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
510
Okunma
kısa manevralar yapıyor
üzerimde duran insan ağırlığı
bir köprüden atıyorum ruhumu
firuze gemilere rastlıyor
güneşe inat umursamazca üşüyorum
parmaklarım havalanıyor
dilimin sütunları arasından kaçışıyor
yıldız gözlü atlara binmiş
cesetler
bumerang misali
tekrar ve tekrar başka ülkelerde
buluyorum kendimi
kiminin cüretini almışım
kiminin pasifliğini..
acı özlemin
dillere pelesenk olmuş ninnisi
çalınıyor dudaklarımdan
korkaklığım sabit
deliliğim arenaya çıkmış gladyatör..
buruşuk çarşaf içim
ellerimle sallıyorum
düşüncelerimin beşiğini
düşler görüyorum
gözlerimde ki trafik lambalarına
aldırış etmeyenler
itekleye itekleye
düşüyor
burun ucuma
soğuk taşların üzerine serpilmiş
hafızamın boş sıraları
leşçil can sıkıntısı
yapıştı sakallarıma
böyle bir enkaza dönüşmek için
geceleri kaç yıldırım yemek gerekir?!..
katliam panoramasında
tefekküre dalarsın
ten ilgisiz
ego sıçrar sıçan deliğinden
kanadıkça soyulursun
bir kahin oturur boğazına
öldürdüklerinin sözcülüğünü
üstlenir
acılarımın çalkantısı
yutuyor masalsız geçmişimi...
5.0
100% (4)