Çiçek Ağlasa Ben Ağlasam
Başım alıp gitsem, ıssız çöllere
Kendime kumlardan, bir dünya kursam Derdimi anlatsam, azgın yellere Rüzgarlar dinlese bende avunsam... Kimse bilemese, gittiğim yeri Öylece doldursam, kalan günleri Sessizliğe açsam, suskun dilleri Kendimle konuşsam, kendim anlatsam... Ne soranım olsa, ne de arayan Küllense ateşim, içimde yanan Yaram kabuk tutsa, her an kanayan Külümle yaramı, yakıp dağlasam... Duymasa kulağım, bir canlı sesi Kırılıp dağılsa, gönül kafesi Sesimi dinlese, kendi nefesi Maziyi geçmişe, derin bağlasam... Gözümün yaşından, bir çiçek bitse Ben derdimi döksem, o dile gelse Sen ölmüşsün diye, bir cevap verse O çiçek ağlasa, bende ağlasam... Perişan dünyamda, oynasam gülsem Gülmenin zevkini, azıcık bilsem Yüzümden utancın, izini silsem Utançsız yaşayıp, coşup çağlasam... İhaneti görmek, her şeyden beter Ateş düşer kalbe, dumanı tüter Her gece istemem, bir lahza yeter Kabussuz uykuya, bir defa dalsam... Kanlı gözlerimin, tükense yaşı Titretmese ahım, semayı arşı Bıraksam bağrıma, bastığım taşı Acıdan kurtulup, biraz avunsam... Nasıl tükendim, böyle nasıl bittim Bir hain yüzünden, kayboldum yittim Bedenden ayrıldım, ruhuma gittim Kendimi bir daha, yeniden bulsam... Zavallı gönlümle, kursam muhabbet Acıyla yoğrulan, yürektir mabet Her derde bir derman, bulunur elbet Ecelin koynuna, yatıp uyusam... Erhan DOĞANAY |