E bu salonda yok artık boşluğu bakıyor gözlerimin nihayetine
alev aldım saçlarının yalazından
biliyorum yakınmak anlamsız nefesini tut huysuzum ışığıma hayat verenim göğe dingin bakışım inceldiği yerden kopsun kopacaksa bu arsız fırtına cehennem közüm hiçbir sanıyı bile paylaşmamışken nedir bu yetinmezlik çocuksu aptallık belki hiç paylaşılmamış bir umut ince sesli çıplak hele hele sensizliği düşündükçe aklının kapısının eşiğinde nöbetçidir ağlamaklarım ayrılığının uğultulu bir yanı var kapını çalsam rüzgar alır savurur sesimi bitmiştir gündüz düşü saat 12 sularında ağlar her senfoni anlarım bu salonda sen yoksun artık gözlerimin nihayetine dolar boşluğun boşluğun sopsoğuk bir uzay gibidir yıldızları gözyaşlarım saat 12 sularında ağlar her senfoni sesin tozar gider yok oluşun sarar çocuk kadar büyük dünyamı hüzün kendini dev aynasında görür başlar aramızdaki günübirlik sadelik ayrılığın acısı unutkandır ne gidişini bilir ne bir daha hiç dönmeyeceğini kucaklar her yanımı Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |