şu sıralaruçuruma taş atmayı sevmiyor ellerim ikindi sonrası sürgün bir anı yolcu ederken geriye dönmeyecek günleri asıyorum çocukluğumun boynuna ezberlediğim bahçede akşam ağlıyor ve çınlayan tüm kulaklar şubat soğuğu kalbin buz aynalarından seyrderken dağları dillerde bitmeyen ağıt içimin cehenneminde çalkalanır ölürüm tüm gerçeğe ve şırıldayan sulara günahlarım babamın gözündeki yaşa sığınırken bomboş bir dünyayı kucaklayan yalan olur acının ensesindeki ölüler anlarım ki inceliğini yitirmeyen bir gökyüzü şuramda sızı dilimin altındaki harfleri tuzaklar gurbetin içimdeki yokluğu ezber dil göğsüme ayaz talihli hüzün şu sıralar uçuruma taş atmayı sevmiyor ellerim .... |