ve sonra..Ağır günün kurnaz gözlerine haklanmış çığlıktım Ellerimde bağışlanmayı bekleyen ölüm gülleri Hazin parçalarda nasıl da güzelsiniz Gözyaşlarınızda yaşamaya giden şarkılar gibi Çelme atıyorum yüreğinizin yumruklarına Yıldızlara bakarak yürüyorum karanlığı Yolculuğun bu ilk saatlerinde. Kendimi güneşli ocaklara serip kızartıyorum Sonra bendeki uzaklığa uyanıyorum Rastgele bir denizde yüzüme aydınlığı vuruyor sabahın Sessizce akıyorum Ruhuma dolaşan tohumlarda Ben yine ölümü düşünüyorum Ömründen kalan kalabalığı karıştırarak hayata Bilerek soğuyorum Gün çekiliyor suya Şehirler üzerimde buz yığını Acıya ayarlanmış merdivenlerin basamağında zıtlaşırken Dışarıdaki rüzgarla kavgadayım Bakarsanız pencerelerden erken gitmelerime Görürsünüz bana ölünmeyeceğini Görürsünüz hiç ölünemeyeceğini… Sırtınızın duvarlarında şakaya gelmez yaşamınız vardır Gelirsiniz Kalırsınız Gülersiniz Ve sonra Göçersiniz O yüzden tanımazsınız beni Kuşlar gibi toprağın üzerine dizilmişimdir Hasret sağdıkça beyazı Daha çok seversiniz yalnızlığın ten kokusunu Ama bilirsiniz rüzgar salladıkça Daha az… O yüzden ekmeği sever gibi tuzuna banıp yiyorsunuz beni Ki, karanlıklarda yuvarlak yüzlü uzun bir kadın uyuyor Derin uykularınızdan hızla ilerlemekte Görüyorsunuz |
Yok ki bir kezden fazla...
Ölüm hoş değildir, defalarca...
Yaradan'ın otağında...
Çok saygımla.