Yoksun ya sevmiyorum perşembe günlerini Dostlarım Yusuf’un gömleğindeki yırtık gibi tarif ediyorlar eşkalimi Annem de iğnesi dilinde arı Sense bazen dalgaların isimsiz cesetleri bırakıp kaçtığı sahil şeridi gibi bazen de bir avuç toprak susuzluktan çatlamış dudakları
Annem demişken Mübarek gün deyip ara veriyor beddualarına acılı tarhana yapıyor Acılı tarhana içmek için önce “biz eskiden….” hikayesi dinlemek gerekiyor Kuşlar sevmiyor hikaye dinlemeyi -aynı hikayeleri kim tekrar tekrar dinlemek ister ki- zıvanadan çıkıp acısını da kapımdan çıkarıyorlar Ev sahibi kapı sesine kuduruyor -kısır döngü- ama zat-ı alileri perşembeyi seviyorlar
Gökkuşağını ben ilk babamın boya elbisesinde görmüştüm En son senin gözlerinde Kıpırtısız duruyordu ve kırılmıştı iskemle Evet günlerden perşembeydi Kahrolası perşembe !
Eskiden kimse protesto etmezdi beni en azından perşembe günleri Şimdi evimin önünde kimliğini bilmediğim ayak sesleri Sanırsın birilerinden adımı herhangi bir sokak tabelasına yazmasını istedim Benim için dua etmesini Bağcıklarımı bağlamasını Ekmeğini bölüşmesini Ve evet içinden gelmese de öpüşmesini Yok daha neler sadece perşembeleri sevmiyorum o kadar -bir de geçmeyen yara izlerini ve postal gevezeliklerini- Ama açtıkça açıyorlar yine de kimliği meçhul birileri protesto seslerini…
…………..
Yoksun ya sevmiyorum salı günlerini Omzundaki dövmeyi mi hatırlatıyor nedir Hem geçimsiz hem de olur olmaz çimdikliyor zihnimi Sarmayı alışkanlık edinmiş Kayahan kasetlerim gibi
Bugün kürsüye çıkan herkes inandığımızı düşündüğü şeyler anlatıyor grup toplantılarında Birileri ortalığa saçılan cümleleri toplarken kurşun yapmak için ben gülüyorum Sonra ara verip Çin’deki kelebeklerin kanatlarındaki renkler de buradakilerle aynı mı diye düşünüyorum Hatırlıyor musun sevgili Kelebekler boynunun kenarında ne güzel ölürlerdi Dudaklarım gibi…
Herkes bilmez salı senin kırmızı giydiğin gün ve göğüs kafesime çığlıklarını gömdüğün
Dahası var
Kulağıma ezan okumayı unuttukları gün ve yere ilk ekmek düşürdüğüm İlk zayıf notumu aldığım ve ilk ayrıldığım -çokça ağladığım-
Sen bilmezsin Kumbaramı o gün çaldılar benim O gün tehdit edildim F’yi sevdiğim için -F. beni sevmezdi dilim tutukluk yaptı söyleyemedim-
İlk o gün öğrendim çekip gitmek diye bir şey varmış Ve akrep dediğin -babamın Seiko 5 saatindeki- bazen kendini de sokarmış…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇIKMAZ SOKAK GÜN(LÜK)LERİ 2 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇIKMAZ SOKAK GÜN(LÜK)LERİ 2 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hos geldin syrus Darlık günleri belki Şiirle boşaltır yükümüzü devam ederiz Hayat devam eder bir hakkımız var zaten onu da geriye bakıp kanatlarimızı kim zedeledi diye mi düşünelim
çokça kal oysa.
her dem güzel burası, gönlünce kal Üstad.