Tuz uykusuUyanan ağıdın gül aydınlığından sesleniyorum içimin sularına Mavi bir vakti seyiren rüzgarın derin kuyularında boğuluyor gece Aldırmıyorum Rengini üzerimden çeken güvercinin aynalara vuruşuna Sesi sesimden uçan her boşluğun günlerine akıyor toprak Dağılan yüzümün nehir ağızlarından öpüyorum birazdan gelecek güneşi yüreğimin külünde Zaman sustuğum yerlere üşüyor Korkuları lahzama toplayıp kiminin gözlerinden.. Ruhuma açtığım şehrin salkım kıyılarında düş Buğulu dilime yorgun kirazlar yıkıyor Dökülüyor gövdem denize Bıraksam kendimi kirpiğimde tuz uykusu izimi uzaklara sürüyor Hep gök uçlu soluğumla özlemlere inciniyorum Kabarıyor karanlık İçeriden büyüyen gölgelere lekeleştiğinde sözcüklerim Katlayıp atıyorum yaşamı tüm sıcaklığıyla yollara Zaman sustuğum yerlere ıslanıyor Bilmiyor kimse baharlara demlenen gözyaşımı Gecenin Yaprağın Ve Dalın Ellerinde .... |