ÇukurKıvılcımından doğan her telaşın kayıp çocuklarıyız... Ki, Dudakları uykulu bir kadındı suskunluğum Çığlığında uzun karanlık ve Gecikmiş zaman Gözlerimin terinde kızgın kırmızının kanatlı sevinci Ve Kıyamet ezilişi şehrin ürperen karanlığına kavuşumudur içim Zaman tenime yağmur taşıdığında denizini gören eteği vardı şehrin Ihlamur kokulu sokakları sonra Üşüyüp ağaca sarıldığımda Ruhuma pencereler açan yorgunluğun soluğundan düşüyor derin sessizlik Ayaz yiyor başım Tutuk dilim Dağlara küskünlüğüm Kendimi kendi sesimde dinliyorum Bilhassa uzak şehirleri dilimin açlığına.. Işık ve gölge arasındaki resimlerin bölünmez iklimiyim Kısık lambaların düş oğuşturan uçurumunu tutuyor bir elim Az önce yaylanan kalabalığın çöl yalnızlığına çınlıyor adımlarım Yürüyorum Uyuduğumu kimse bilmiyor Durup durup alnıma çarpan rüzgar Benden önce ölüyor Yanyana düşüyoruz Bir çukurda iki çiçek misali .... |
Kutlarım...