Kim bilir
Hangi uğursuz el
çomak sokmuştu çarkına zamanın, çıkardılar rayından kaç akrep zembereğinden boşalıp zehrini kusacaktı geceye kim bilir? kaç uykuya gebe düşümü vurup savurdular göz bebeklerimden kaç ağızdan ağıtlar yakılıyordu yasıma vurdum duymaz sağır kulaklardan,kim bilir. Bir yetim düşmüş geceden payıma düşen ne verirsen abiye tartılıyordu günahkar bedenler kaldırımlarda, mendil satan çocukların telaşına karışıyordu nefesim,nefes nefese ve bir puştun egzoz dumanında başlıyordu melanet pazarlık, üç kuruşa giden işporta tezgahında ruhları ateşe boğsam temizlermi kim bilir... Murat Çetin |