AZRAİL'LE PAZARLIK -3
Kendi kendime söylenip duruyordum
ah kırılası deli kafam ahhh neyine senin ulan ticaret, neyine senin pazarlık en azından verilecek ceza belli ya müebbetti,ya da asırlık lakin beraat edenlerde oluyormuş ama nerde bende o talih desenize kaderim pamuk ipliğine bağlı Nihayet varabildim zor bela mahkeme-i kübranın eşiğine birer birer çağırılıyordu isimler çömelerek beklemeye koyuldum kuytuca bir köşede kulağım içeriden gelecek sesteydi hani gür sesiyle seslenmezmi biri avaz avaz Bilgi oğlu Murat, Bilgi oğlu Muratttt dizlerimin bağı çözüldü karga tulumba karşısındaydım heyetin Önce kimlik tesbitim yapıldı ardından geldi sorular adeta çökmüştü sol yanım, omzumda sanki tonlarca yük vardı her soruda biraz daha eziliyordum kekeçliğimemi yanayım ulan yoksa sorular karşısındaki suskunluğumamı offf,offf anasını satayım Şey diyecem,sen sus diyorlar şimdi söz şahitlerin sözü ilk alan o,aman Allah’ım her gün aynada göz göze geldiğim, bir çift kara göz değilmiydi bu? neler söyleyecekti hakımda, kim bilir neler Utancımdan kaçırıverdim gözlerimi gözlerimden prangalar vurulmuştu dilime söze müdahil oldu elim ayağım gözle görülen bunlar,ya görünmeyenler her aza, her hücre davacıydı benden Yandın oğlum murat diyordum kendi kendime hemde nasıl yandın ahhh ahhh... Mahkeme karar aşamasında ve, umutlarımın tükendiği andı bu an sağ yanınımdan yükselen çığlık bir anda sessizliği bozan benimde söyleyeceklerim var efendim demezmi ne kadar dayana bilirdi heyecana bu beden kaldırabilecekmiydim acep bunca yükü beklemekten gayrı bir şey gelmiyordu elimden çünkü son söz son şahidindi Mahkeme heyetine beni göstererek doğru,şimdiye kadar söylenenler doğru lakin benim söyleyeceklerim, mahkemenin seyrini değiştirirmi bilmem güç kuvet yüklendi sanki bedenime kimdi acaba lehime şahitlik edecek olan ne söyleyebilirdi bu sefili kurtaracak medet diyordum için için ya medet... |