Hâdi ordanöyle ağır ki ışığımı kapatan perde sanki bütün dünyayı çekip almış ayak altına kapkara bir bakış fırlatıyor karanlık uçlarından neden bir türlü tekil olamıyorum on dört yaşında bir çocuk sürülüyor ölüme yanıtı bu olmalı gitgide yüzünü kapatacak kadın’ım yanıtı bu olmalı. dinim lime lime edilmiş yanıtı bu olmalı. ha aklıma gelmişken yaşamayı yazacaktım ölüm, börtü böcekle kalacaktı bir başına olmazsa saçından sürüyerek kaçıracaktım hayatı uyandıracaktım güneşli bir şarkının koynunda sofular sallanmayı bırakıp bir yerde yaşamaya üye yazılacaktı boynunu doğrultacaktı sararan çiçek soracaktı: - geldik mi acaba yaşam durağına? çok külfetli bir zulüm var insanlığın başında örtünün ağırlığı demek ki bundan ayın iki büklüm yürümesi mevsimlerin teklemesi sarhoş gibi dünyanın başının dönmesi. hâdi ordan! kuralları yoksullara yapanlar eğersiz ata binmeyenler hâdi! yaşamaya gidiyorum ben atıyorum üstümden bütün kalın, kara örtülerinizi ç’alsanız da cümle dünyalıklarımı!.. 04. 10. 2016 / Nazik Gülünay |
yüreğine sağlık Üstadem ,
ders vericiydi,akıcı anlamlı
sevda ve özlem vardı
düşündürücüydü
kutluyorum
Dualarımla selamlarımla her daim.