Müphem
her mutluluğun acı bir bedeli var
kavraması zor, başa gelmesi kolay kahkahaların kalktığı yere oturur hüzün göz açıp kapayana dek bir soluk aralığında geçer ömür kaderin üstündeki kader ağını örerken her şey birbirini takip eden lokomotif gibidir gülmeyi ağlamaktan ayrı düşünürsem ahmaklık olur hayat sahnesinin altın kuralı bu mutluluğun kalktığı koltuğa daima mutsuzluk oturur ve her rüyanın sonunda olduğu gibi uyanmanın verdiği o boşluk doğar göğsün kafesine sandıklanır duygular kilidi sahibine münhal dil söylediğinden daha fazla her insan yediğinden çok o kekre duyguyu yutar mutluluk yelesi yelde havalanırken mutsuzluğun kavramı baş gösterir her aşık sevdiğinden önce zevk sonra vebalinden maruz görünmeyi ister lakin... yağmurun kaldırdığı toprak kokusu gibi her gözyaşı acıyı daha da keskinleştirir geleceğinden rol çalarken menfi geçmişi artist olma hayali kuran genç kızın ümidi dudağının güvez kıvrımıyla dökülür aynalara saçlarının saçağından omuzuna düşer gerçekler odanın tavan boşluğundan içinin koridoruna upuzun voltalar atar hayalleri beyaz atlı prensini beklerken sonra... bir annenin yüzündeki... o müphem hal belirir kapıdan endişeler şarjörünü sürer mazgalından gençlik diyerek omuzundan kırılır çaresizliği geçer gözlerinin yamacından düşünceler içinde gem vurur lisanına her sabah gün aralığına düşerken aydınlık gözlerimin kadranında boyanır gökyüzüm göğü sağıtan, güneşi yamayan bulut su ver ümidimin kıraç toprağına günümün gündeşine aralarken perdelerimi bir devenin kamburundan düşüyor yüzüm boynumun burcunda yuvarlanıyor yüküm adanmış ömrün zerk kapısından vira giriyor müphem yalnızlık... |
Umutlar gibi kalıcı
İçten ve yürek sarsıcı
Sıcakta buz tutmuş bir acı
Demlenmiş buğulu çayı
Çağlayan olmuş akıyor
Duyguların hası..
Aya asılmış yüreğinden
Gelmiş aşk sokağından
Bir Leyla misali çölde
Umutları derinden
Esiyor Belkıs bahçelerinden
Sedası hüzzam
Yürüyor efkarlı
aheste aheste...
Tebrik ederim şiirleriniz her zaman harika ve anlamlı.
Yüce emeklerinize sağlık dost.