Siyah imgeler düştü dün evin tavanından Tepemizde tepinen geçmişin izleriymiş Eteğini toplamış geçip gitmiş yanından Öfkeyle kıvrandıran acılı gizleriymiş “İçimdeki küçük kız, çık tavan arasına Ebruli renkler ekle çatının karasına.”
Çok iyi tanımışım emir verdim dinledi Yükseldi bir serçenin kanadından tutarak Başarır sanıyordum inim inim inledi Suskunluğa büründü sözlerini yutarak Çıktım hemen peşinden: “Ne oldu sana böyle Elin böğründe kalmış geçmiş ne dedi söyle.”
Zamanın gözyaşları bir göl yapmış tavanı Çırpınıyor içinde gönderdiğim küçük kız Akrepler esir almış bir anda yelkovanı Onu güçlü sanırdım neden kalmış ki cılız Bulut ardına sindi gökkuşağı utandı Çınlatan çığlığımdan güneşin bağrı yandı
“Atma” dedi küçük kız: “Geçmişin denizine.” Acı yuttum bir anda kesilmişti nefesim Rastlamadım orada mutluluğun izine “Gördün mü ne haldeyim acı kusuyor sesim” İçimdeki küçük kız, dedi: “Geçmişi unut Kilitle kapıları yarında vardır umut.”
Afet Kırat
ÇÖZÜMLEMESİ
Ses tabakası: Manzume dört birimden oluşmaktadır. Birimlerde altışar dize bulunmaktadır. 7+7’lik hece ölçüsüyle yazılmıştır. Uyak şeması ababcc, dedeff diye devam eden modern bir biçimdir. “Tepemizde tepinen geçmişin izleriymiş”, “Elin böğründe kalmış geçmiş ne dedi söyle.” gibi dizelerde “e” ünlüsüyle yapılmış asonasları görmekteyiz. Yine konuşma cümleleri de ahenge çeşitlilik katmaktadır.
Anlam tabakası: Bu manzume bir psikolojik durum öyküsüdür. Konuşma diliyle yazılmıştır. Şiir kişisi şairin “ben”idir. Şiir kişisi içindeki küçük kızla/çocukla konuşmaktadır. Şair kendi yarattığı soyut dünyasının derinliklerini yansıtmaktadır. Manzumeye şairin hatıraları yön vermektedir. Tavan arası gerçeküstü tablosuyla duygusal bir mekân olan bilinçaltı anlatılmaktadır. Kendi bağlamında tavan arası eski anıların saklandığı yer, yaşanmışlıklarımızın depolandığı bir nevi duygu albümüdür. Bir anlamda da zihnimizin koruyucu çatısıdır. Tavan arsında olan şairin çocukluk ve gençlik anılarıdır. Geçmişteki üzüntü ve çaresizliklerin mekânıdır. İçimizdeki çocuk; önyargısız, anı yaşayan, dürüst, temiz, her şeyi doğal haliyle anlayan ve bize de anlatmaya çalışan çağrışımlarını yaptıran bir sembol olarak kullanılmıştır. Aslında içimizdeki çocuk en kolay öldürdüğümüz varlıktır, şairin içindeki çocuk ise yaşamaktadır. Manzumede sembol olarak kullanılan bir diğer sözcük “akrep”tir. Her ne kadar yelkovan kelimesiyle aynı dizede kullanılmışsa da saati, zamanı değil ölümü, kötülüğü, rakibi, zarar vericiliği çağrıştırarak sembolize etmektedir. Sembol, bir sanatçının doğrudan yaratısıdır. Nesnenin ya da hayalin algılanması sürecinde, benzerliğe dayalı, çağrışımlı, dolaysız ve bağımsız tek öğeli i mgelerdir. Semboller, yerini tuttuğu kavramları ve olguları temsil eder. Sembol kaynağını çağrışım öğesinden alır. Manzumede geçen küçük kızın bir serçenin kanadından tutarak yükselmesi, bulutun ardına sinip gökkuşağının utanması gibi unsurlar manzumeye bir masal havası da katmaktadır. Soyut bir duygu durumu, bir analojiyle (somutlaştırılarak) masal tadında aktarılmıştır. Orta ve ileri yaş grubu çocukların severek okuyacağı bir manzum öyküdür.
Nesne (obje) tabakası: Manzum öykünün temel objeleri şiir öznesi olan ben, şairin içindeki kız/çocuk ve geçmiş hatıraların bulunduğu tavan arası denilen bilinçaltımızdır.
Karakter tabakası: “Eteğini toplamış geçip gitmiş yanından” dizesinden şairin kadın olduğu anlaşılmaktadır. Altı çocuk, altı da torun büyüten şair çocuk ruhunu bilmektedir. Okuması kolay masal havasındaki duraklı ve uyaklı şiirler çocuk beğenisine uygundur. Resmi yapılabilir, drama halinde canlandırılabilir bir anlatımı başarıyla kullanmıştır. Şair retorik üslubun altında ince bir lirizmi de dile getirmeyi başarabilmektedir.
Alın yazısı (kader tabakası): Bir bebeğin nerede, ne zaman, hangi evde doğacağı, hangi ailenin çocuğu olacağı tümüyle kader olarak adlandırılmaktadır. Kişiler geçmişlerinde yoksulluk ve yoksunluk yaşayabilirler. Kimileri için o sıkıntılar hatırlandıkça acı vermektedir. İnsanların, acı veren geçmişi unutup, geleceğe umutla bakması gerekir. Geçmişin geleceğe engel olmasına izin verilmemelidir. Şiirin insanlığa verdiği temel mesaj, geçmişin acı deneyimlerine takılıp kalmamanın, geleceğe umutla bakmanın gerekli olduğudur. Genellikle karamsar halimizde hatırladığımız içimizdeki çocuk, dışarı çıktığında bize bazen gerçek, bazen de mecaz anlamda dersimizi verir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
UNUT GEÇMİŞİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UNUT GEÇMİŞİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Atma dedi küçük kız geçmişin denizine Acı yuttum bir anda kesilmişti nefesim Rastlamadım orada mutluluğun izine Gördün mü ne haldeyim acı kusuyor sesim İçimdeki küçük kız, dedi; geçmişi unut Kilitle kapıları yarında vardır umut.
El salladı o bana, ben tavandan inerken Şöyle nazarla baktım, tebessüm ettim ona O masum kücücük kız, bir Anka'ya dönerken Yazdığım şiirim de, bende gelmiştim sona Son kez ona dedim ki, sen ne güzel bülbülsün Ne olursun ağlama, her zaman yüzün gülsün...............Aşık Lüzumsuz
Merhaba değeli usta kalem Eserin şahsına münhasır her zaman ki güzelliğinde, tat ve deminde idi Bizde okuyor ve kutluyoruz yürekten, yalansız ve riyasız Gönlün abat olsun, sağlık, mutluluk ve huzurla dolsun, tüm eserlerin ŞAH ESER vede benzersiz olsun Sonsuzluğun ahibine emanet olasın, sağlıcakla kalasın