Çocuk
bir çocuk duruyor kapıda,
çaprazında mezarlık, elinde sopa, dizlerini ovuşturuyor elleri, pencerede büyüyor annesinin gözleri, birden sağanaklar düşer hatrına, köşede paslanmış bir direk, üzerinde bir iki çizik hayal, tepede göğe takılmış iki uçurtma, saklambaçlar oynanır bu sokakta, karanlıkta bir çocuk; dağılmış elindeki boncuk, hem ağlar hem güler elindeki çiçek, gözleri ki dizleriyle yarışır, yan taraf yokuş, toprak dize kadar, bir ceviz ağacı, altında incir, birden biri gelir elinde zincir, kan kusar kandan ağzı, bekler kapıda tam yirmi dört sene, yüzünden eksik olmaz ay kırıkları, saçları arka komşuya benzer, hayalleri iki katlı evi olan komşuya, yaşamak ki o çocuğun diz kapaklarında, seslenir köşebaşından siyah bir kedi, bir ısırık, haydi elveda. |