Senden Evvel
Yere dökülmüş yapraklarımı ellerinle;
dağıtıver gitsin mevsimleri beklemeden, bir bak ben ve benden öteye, ne göreceksin kurumuş bir topraktan başka. Ucu seraba düğümlenmiş gibi hayat, arkamdan nefes almadan öldü diyecekler, sırtıma nasip olmadan rahat, tebessüme sığmadan gitti diyecekler. Toprağa bastıkça kaçışır karıncalar, ağaca çoktan düşmüş cesur kurt, kolumdan ve duvardan taşarken zamanlar, bana düşendir biraz umut, biraz unut. Suyu bitmiş dereler, ışığı kısılmış güneş gibi, bir dağın eteğinden silkelenirim ovalara, hatrıma düşerse ölüm bir akşam üzeri, senden evvel, senden evvel girerim koluna. Bir yaprak gibi düştün gönlümden, ister bir bakışlık zaman, ister asır, unutacağım yüzünü cân-ı içimden, bağırsa da gönlüm, yol kırık, kulak sağır. |