ince sızıAval gecenin karanlık ışıklarıyla yıkanır sesimin tonu Yüzüme tüllenen şiir uğultusu dudaklarının Kanatılmış baharıdır aşk.. Soluğumun ilmiğinden geçen yangınlar Derin bir suda -sadece benim değil kuytular- Gözüme kımıldanan güneşin saçları Parmaklarımla sararken ruhunu Saatler geçiyoruz imgeler boyunca sevgilim Göğsüne iliklediğin yeşil Kendine kaçan yalnızlığın dem yakası Ki Bazı bazı üzüm toplaması yüreğinde uykulu bir çocuk Sırtüstü uzanıp yıldızlara bakıyorsun Uzak türküler Evler Ve yollar gibi Değil mi.. Sana seslendiğim kaçıncı geceden Tutunarak ilerliyorum sessizliğine Çınlayan düşlerle toprağı öpen çırpınışların göğsümde oyuğu Ince sızı.. Sahi başka nasıl konuşur şehir Cebinde yağmurlarla Bir tutam güz göçebesini çiğneyip Sana geliyorum Kuşlar geceye Ben yüzünün çizgilerine Kalan ömrümle usulca öpsem Yorgunluğunu.. Geçer mi yaralar yalnızlığın eşiğinde Ey sevgili Topla beni ayaklarına gayrı içindeki ürperen çocuğun dudağını büzen korkusuna Yurt olmaya geldim Tut elimden Kirpiklerine çit ören bahçeler bekler bizi |
TEBRIKLERİMLE