Yol kokulu sevgilimBana bir düş ver Yüzümün pembesine sayıklarken aydınlık... Gizliden koşturan deli mısraların kırmızısı Ters/yüz ederken kenarları kıyıları Seni en sessiz tenhalarda izliyorum Bir yakınlık sarkıyor uzağına Harfler desen az insanlı arkalar içinde Yanıyor tarihe.. Ya da ikindi çınlamasında pencerene uzanan güneşi Emerken dizlerin dizelerime Avuçlarında zaman uçması Ayçiçeği tenlim. Bir kirazın renginde ağlarken gözlerim Bakma ağzımdan bulut aktığına Üzerimde yağmurlar ve büyüyen saksı -neden olmasın- Anımsıyorum işte aklımdan mavi ve yeşil geçenleri Su diyorum bir başka akıyor Kaçınca bakışına içimdeki sessizliği yırtan onca sözden bahsediyorum Yaprağın dalına değdiği uysallıktan Yarası kesik susmalara değince deniz Biz’den.. -gül kokusu yokluğun nefesinde dudaklarım titriyor- Herşeyin üstüne çığlık atarım ki Sevinçler işlenecek sabaha Az daha yıldızlar saya saya Sen, Uzun uzun anlatırken saçlarımın rengini Kızıl bir gölgeye Uzat elini su’yun ağzına Avucundan taşan gün gibi çokluğum Ki,ne kalmış önceden Ahh.. Bu kenti ölüm diriliğinde seviyorum Deriinlere şiirler bandırıp Ağacı incirliyorum.. Öyle dokunaklı Biraz daha giyinsek boşluğu Canlansa geçmişin silik elmaları Sen gelmeden önce Ahh.. Yol kokulu sevgilim iyi tanıyorum tebeşirli duvarları Sarı sarı akan mevsimleri Üstelik kuş sesleri yağarken sokağıma Kendimde değilim Gövdende eserin Dinle bak Istanbul’u Uzun kuleli şehirlerden.. |
Emeğe ve yüreğe saygı
Umarım siirin gerdanina fiyonk bağlanır.
Aldim güzelliği tekrar tekrar okumak üzere.
Eyvallah.