türküyâr bir bakıyorum ki senin alnının çizgileri uzun uzun toprak yol o yollarda savaşlardan galip çıkmış nişan almış ülke kurmuş anlı şanlı atlılar senin güzel gönlün için artık bir yâr seçiyor derken bir bakıyorum kirpiklerin üzerinde onca nilüfer ak bir suyun kenarı su kenarında kadınlar... kadınlar ki ah bir bilsen nasıl bahtlılar geçiyorlar salınarak yâr yalınayak geçiyorlar sırf onları seyretmekle inan ömrüm şu gözlerim için güzel geçiyor geçiyor be yâr tüm yaralar geçiyor biliyorum senin de var benim onun ötekinin bizim hepimizin var da senin niye olmasın lakin şunu biliyorum ki sana bir bakıyorum... geçiyor. hem bilmiyorum -senden başka kim bilir ki- yüreğimde kaç sara’lı kuş her allah’ın günü avuçlarının o yaralı al farbelalı darasından yeniden uçabilmek için hayat suyu içiyor ve biçim biçim bakışların yâr bilmiyorsun bir akıyorsun ki içim evvel ahir senden gayrı kaç hecem olduysa harap ant içtiği öfkesinden ânında vazgeçiyor bir şimşek çakıyor ve biçiyor mazimin en gece bölümünü evet. tanış. yağmur yüklü bük kokulu bahardır ve işte o hep mutluluktan ölümüme bir ân seçiyor. fakat bilmiyorsun ne zor geçiyor sensiz uyuduğum gece nasıl asıl sensiz uyandığım sabah boğazımdan geçen lokma geçemeyen buruk şarap bunlar falan bir şey değil sana yazamadığım şiir nasıl durduğuma dair kimsenin bilmediği sihir bütün hepsi perde perde fasıl fasıl bu şehri sana anlatan hiçbir kitapta geçmiyor! oysa bir kadın var tam şuranda yâr tam şurasında gece gibi iki hece senin adın var öylesine sevmiş öylesine sevmiş ki seni uzun değil yüzüne şöylesine bir bakıyor; o ân acılarının üstünden yıllar geçiyor. JD |
su kenarında kadınlar...
fakat bilmiyorsun ne zor geçiyor
sensiz uyuduğum gece nasıl
asıl sensiz uyandığım sabah
boğazımdan geçen lokma
geçemeyen buruk şarap
bunlar falan bir şey değil
sana yazamadığım şiir
öylesine sevmiş öylesine sevmiş ki seni
uzun değil yüzüne şöylesine bir bakıyor;
o ân acılarının üstünden yıllar geçiyor.
Kutlamak gerek bu kalemi.Bunlar falan bir şey değil.Baş döndürücü.