teşekkürküçücüktüm ellerimde öldü küçücük bir kuştu ah ellerim küçücükken bir kuş ellerimde öldü ve benim küçücük ellerim çiğ bir kış sabahı sevdiğim çığ altında ezilerek bir kuş gibi süzülerek öldü ve sevdiğim kuşlar hep tekerrürdü misal bir mayıs öğlen vakti annem... ve ardından kuş da öldü birkaç yaz üst üste sevdim yaz da gitti sevdiğim de bir şeyler başladı bitti tutamadım tutamadım sahiydi ellerimdi hatırladım en önce onlar gittiydi ardından da kuş ve hep çiğ bir kıştı yazın sonrası olmamış pişmemiş oturmamış hemen kalkıp gidecekmişcesine soğuktan öldürecekmişcesine güneş altında yeterince yanmamış kardan ve hiçbir yârdan adamla oynamamış oynatmamış inanmamış kanmamış kanıksanmış kızak bilmez kazak giymez üşütür üşütür... üşüten o’ydu işte koca bir ömrü miş’li geçmiş cümlelerle haşır neşir kışlık dil! ve ellerim sevdiğim... okşasın için bir başı ölüdürler diye hiç yazlık bir gönül tarafından çağırılmamış bil. ne ki şimdi cıvıl cıvıldır kuşlar kırk yaşlardır bunlar son kışlardır umurumda mı ah ki yazlardır gelmiştir koşa koşa ki olgun bir kış ertesidir erimiştir kar erimiştir ermiştir/ gönül... kendini bunca kış sonra kalkıp dirilmiş elleriyle sana vermiştir ve tarihim ve âti’m ve bütün saatlerim ve hâlim gayrı... gözlerinin bebeğinde kanat çırpan o kuşa teşekkürden ibarettir. JD |
sevgi ve selâmlarımla...