Aynaları sayıklıyorumYüzümün deltasına rüzgar nal çaldığında Ve oluklara akan bütün susları kırdığında Merhemli tarihin avuçlarıyla ovuşan saçlarıma Kimse uyanmasın... Yanar inceden Kış örtüsü baharın ocağına sabır/sızım Dalgınlığımı tül sessizliğiyle sıvazlayan Yılkılar geçer nehirleri Nefesini silkeleyen orman dudaklarına fısıldarım içimi iç çeker uzayan kısık sesli ışıklar izime çölleşir yara izine çölleşir oda -derinlerde geceyi uyumayan rüya- Çatılarda kuşlar ve dilsiz çocuklar Başıma çöküşen dille karanlığı yırtıyor Hiçbir harf oyunundan çıkmıyor Taç dilekleri taktığın tenhama Dinleyin muhakkak kendime baktığım kapıyı Göz sıcaklığında.. -ben okuduğum kitaptan yolların altını çiziyorum öğretmenim- Bambaşka dünyanın çiçek taşan bahçelerinde Anımsıyorum yağmurları Yüzüme kıstırılan ıslak melodi de her şey Çığlığını saklarken sokaklara Duvarlara yankılanan sesim tasarım yapar Kamçılı ay’la.. Germe renkleri fazla Bir yanım çılgın ağaç Ürperen bakışımda.. Tamam ilerleyelim bu parçalardan Sabahların benden önce gittiği göğsümün ateşine Bazı sözler yayılırken Ben hep orda düşün içinde Yar ezberi yollar sardım kabuğuma Ben hep orda düşsel sularınla göklenip kentine Yıldız tozlarıyla kıyına çekildim. Sis rengi çocuğun mavi uçurtmalı ipine Elimi bağlayıp Gölge gölge gül büyüttüm Değil mi ki Mayıs ın gözlerine deniz kokan bestenin Uçurum sarmaşığıydı düğüm. Bağ’ınla kavranıp sen halimi alan Sürekli sızıma.. Sevgilim farkındaysan Ayna içinde aynıyla sayıklıyorum Derin,çok derin sırrın uğultusu kulaklarım Sevgilim Seni karanlıkta daha iyi görüyorum Aydınlanırken zaman |