ZAMANDA YİTENLER
Bir okul çıkışıydı,bunaldım biraz
Hava açık, güneşli,mevsimlerden yaz. Dedimki bir gideyim,onla sohbet edeyim Belki bulurum moral,kendime de gelirim. Kıvrımlı dar yollardan, geçtim sessizce sokaktan Çıktı önüme cadde, çizildi rotam sonradan Yandı kırmızı ışık, yüzümde bir tebessüm Az kaldı büyükbaba, yanına geleceğim... Ellerim direksiyonda,gözüm dönüş yolunda soldan dönmek üzere, sinyalim de hazırda Neden, durdum aniden;bir anlam veremedim Kırıldı zaman sanki, yolda ortada kaldım. İrkildim apansızın, bana çalan kornadan Toparlandım yeniden,şaka değil durmuşum Ne hayal bu, ne kabus, gerçeğin ta kendisi Defnettiğim dedemi, yaşıyor sanmaktayım... Yıkıldı dünyam o an, gökse çöktü başıma Kırık, mahsun ve üzgün, yanaştım bir kenara. Dinledim hislerimi, belli ki zihnim komada Oltasız balık avına giden avcı misali Mantığımsa pes etti, ölüm geldi aklıma Çok sevdiğim adamı görememek kahretti. Ne severdim dedemi,dede demezdim ama Büyükbaba sıfatı, pek yakışırdı ona. Keşke bu acı oyunu, aklım oynamasaydı Yitmeseydi gidenler, hep orada kalsaydı... Sevmek ne yüce duygu;zaman,mekan tanımaz Pes ettirir yılları;kırar devr-i devranı. Lâkin eller boş kalır,kalpte buruk bir acı, Ellerimiz boş kalır,sevenler kavuşamaz. Rahmet okudum ona,hem de yanında yatana Gittim gözlerim yaşlı,kabrinin de başına. Yan yana yatıyordu, büyük annem ve babam, Okudum ağlamaklı;üç ihlas ve bir elham. Kaybetmeden onları,dökmeli hislerimizi Yıllar girmeden araya, öpmeli o elleri. Fırsatları bulalım, kalalım muhabbetle Ya da acır sol yanımız, tarifsiz kederlerle. Oğuzhan KÜLTE |
Yüreğiniz ferah olsun Oğuzhan kardeşim güzel şiirdi