bir Elif kız bir kağnıyı çekmişse eğer
milyar kez etseler inkâr
gözümüze çizdiğin ufuk /istikbal /dir elimize verdiğin
hükümsüzdür adın karşısında her ihbar
ö n ü m ü z d e
güneş gibi âşikâr dili geçmiş bir zaman
hangi hezeyan ateş durabilir önünde
hangi bendi yıkamaz ardındaki halkın
kurutmaz/ emânettir medeniyet ırmağın


bizler, uçurumdan çekip aldığın
ölçülemedi ne varlığın ne de yokluğun
ey asil / ey yüce insan
ne taht istedin ne de şân
iyileştirmek istediğin boğazdaki hasta adam
ve bir barış kubbesiydi yalnızca inşâ isteğin


öznen tekerrürdür yeşerir ruhumuzda
fikrin gölgendir gireceğimiz yolda
ne İskender ne Napolyon ne de Süleyman
böylesi, kim yazılabilmiş ki sonsuzluğa
gözlerinden bıraktığın o mavi ışık/ta tılsım
adın bir yerçekimidir doğru/ya/luğa
ha(t)zmetmek yok karanlıkları
tasalanmayınız Paşam rahat uyuyun
asla düşmeyeceğiz gayya’ya
sizin deyişinizle diyeyim " geldikleri gibi giderler "
tarih tekerrürden ibaret değil midir nasılsa


Hâdiye Kaptan