KampHiç dinmiyor gecelerin gürültüsü Boyları kısalan sarı ışıkta Duvarlara taşınan buğulu pencere Yalnız bir ülkenin ayakları Yanağımda gün ışığından sızan zeytinler bunların hepsi senin bakışın Kimsenin buluştuğu Sürekli bu ağrıyı ruhuma koyan gemilerle Deniz atıp dudaklarına Kuşkondu ağaçlarına sarıldım Sahi Şu köşedeki bahçe söylendikçe bizim olan Çıkarıp elbiselerimi sırtına Düş kuran ay’ın terini siler Durmadan karanlığı ısırıp papağan ağzıyla Gölgene ses atarız Aralık bıraktığın kapıda Gülüşlerinle yüzümü yıka Kabul Resimlerini büyütüp gözlerimle/ Gözlerine kamp kurdum Boşluğa akan şehir gibi bakma öyle Göbeğimin üzerinde Bir çocuk ağlar Bir çocuk daha Konuşkan sessizliğin inleyen adımları Hevesli nilüferler yerleştirirken balkonuna Göğün belini saran sözcükler Takla atar toprağın üzerinde Kendime gömülürüm Anlarım Melek kanatları üzerinde yaralı atı Yatamadığım gecelerine aklımın kelebek uçmasını Bak Bir köprü kurulur Bir köprü daha Barış diye Kimsesiz suların düş bebeklerini getirdim sana Yüzünde ayağa kalkan vakit Kuşlarla tünesin kalbine Defterime beyaz bulutlar çizdim Bir de.. Çarpıp kıyılarına dağılsın diye başında Ince ince sana bulanıyorum Düşürme Bu geceleri Bu sabahları Bu baharları Içimin son dakika sesleri Paldır küldür yürürken yüreğinin adasına Eteğimin ucuna düşen yağmurları topla Kapat gözlerini ve Uyan tekrar Aynada kıvırcık sel Gözlerindeki sisle sevişen Parmak uçlarında dolaşırken uyanışım Avuçlarında saçlarım Say ki Ufak bir deniz parçasıyım Sen göğsümde atlas Tara saçlarımı |
Bendeki gözyaşının olanca sevimsizliğine rağmen...
Günümdeki şiir.
Çok saygımla.