MektupAynı aynaları kullanan köprüde Karanlığı daha iyi görüyorum Sır gibi çiçek açarken aşka Ellerinde kullandığın uykusuzluktan söz ediyorum Fısıltıları ruhuma ninni Ki,tenimin duvarına yaslanan Kediyi bile uyukluyor Biliyorum Köşeme çekildiğin yalnızlık nöbetlerinde Her zamankinden daha çoksun avuçlarımda Göğsünde tül.. Hece hece Harf harf harf işlenen Kendimize dediğim Aynı bedene büyü olan Gözlerinin gürültüsüne Korkuyla büyüyen çocuk gibi Döke döke içimi karışıyorum geceye Ve düşümdeki en ağır uykuda rastlıyorum Erkenci yıldıza Yaşlanıyorum galiba iklim ışıltısı Cehennem yeşiline Daha önce meçhulden hiç su içmedim Yüzünün çukurunda her zerrem gülümserken His ucuyla anahtarını tuttum Bütün kaplumbağaları artık sevebilirim Çekilin kenera Bir şeyim yok Sadece dağınığım Dilinin ormanına dikilecek Ne kadar ağaç varsa Bir mektuba sığdırıyorum Sana orman değil Içimden birini.. Özletip sonra kendine çektiğin okyanusları Ve usul usul inandığın Güzelliğimi.. Mavi bir çocuğun gözlerinden Bulut yağıyor gövdemize Anımsa bazı uzaklıkları hayatın salıncağında Uzayan saçlarımda konuşkan ay Ilk defa adımı yazıyor Zarfın köşesine Konuk olurken göğsüme beyaz güvercinler Kendimi seninle uçuyorum ruhunun parmaklarına |
Eline geçti mi?...
......................................... Saygı ve Selamlar.